|
 |
 |
1 Mayıs 2002 - Bahar Bayramı (!?) |
Merhabalar dostlar.
Bugün 1 Mayıs Bahar Bayramı. Eskiden 1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı derdik, şimdi sadece, hızla yapıştırlmış yamuk yumuk afişlerle, birkaç pankart üzerinde görüyoruz 1 Mayıs - İşçi ilişkisini. Eskiden öylemiydi ya, tüm anarşizan duygularımızı dışa vurduğumuz bir gündü 1 Mayıs. İnanmışı, inanmamışı hep birlikte bağırırdık. Şimdi, özgürlük, barış, kardeşlik kavramlarının yerini AB, IMF, dolar, Euro aldı. Bize de kala kala anılarımız kaldı. 1 Mayıs 1977 de kaybedilen onlarca insan, akan kanlar, yediğimiz coplar, kurşun ve patlama sesleri kaldı anılarımızda. O günleri bir daha yaşamak istemeyen biz tecrübeliler, şu sıralarda üniversitelerde yaşanan bazı ufak tefek olayları görünce, "Yahu yapmayın çocuklar" demekten alıkoyamıyoruz kendimizi. O zamanlar sağ sol diye rap rap yürürken, şimdi ileri geri gidip geliyoruz. Oysa ne güzel demiş Nazım; "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine" . Gelin bu 1 Mayıs'ı gerçek Bahar Bayramı gibi kutlayalım. Bahar coşkusunu içimizde hissederken, sevgi, kardeşlik, özgürlük, mutluluk şarkılarını işçilerimizle, memurlarımızla birlikte söyleyelim. Umutlarımızı taşıyalım yanımızda. Pikniğe gider gibi gidelim kutlamalara, savaşa gider gibi değil. Şansımıza hava da çok güzel dışarda farkında mısınız?
Yazar kadromuz hızla genişliyor. Artık bir mekan gurumuz da var. Sevgili Serkan Semiz, İstanbul'un gözde mekanlarını yerinde inceleyerek:-)) bizlere izlenimlerini aktaracak. Serkannn... Bir dahaki sefere beni de yanında götürmezsen, yazılarına sansür uygularım bilmiş ol. Eh bu kadarcık ta nazım olsun, ne de olsa bu kahvehane benim:-))
Memleketimize ilk 25 kişilik Çin turist kafilesi gelmiş. Hayırlı uğurlu olsun. Söz verdikleri 2 milyon turisti 25'er 25'er getireceklerse işimiz var demektir. Ama olsun fakirin tavuğu da tek tek yumurtlar. Çinlileri görünce, yıllar önce bir iş nedeniyle 10 günü birlikte geçirdiğim 8 kişilik Çinli grup geldi aklıma. Hepsi devletin üst düzey görevlilerindendi. İçlerinden birisi ingilizce biliyor, diğerleri onun ağzının içine bakıyordu. 10 gün boyunca sadece biriyle konuştuk, diğerleri ile de gülümsedik birbirimize. Kendi yemeklerinden başka birşey yemedikleri için de içim dışım çin mutfağı oldu. O gün bugündür Çin yemekleriyle aram düzelmedi. Ankara'da üst düzey bürokratlara yaptığımız ziyaretler sırasında oluşturduğumuz görüntüyü görseniz, yerlere yatardınız. En önde ben, arkamda tek sıra dizilmiş, boy ortalaması 1.60 olan 8 adet Çinli. Eğil, kalk bir hal olmuştuk. Allahtan, bizim bürokratlarımız, İzmir körfezini temizlerken ortaya çıkacak pisliği atacakları yer konusunda bir türlü karar veremediler de, ben de 3 ay sürmesi planlanan esaretten 10 günde kurtuldum. O zaman ki DLHİ(!?) genel müdürüne şükran borçluyum.
Çin'den laf açılmışken, Kahve Molası okurlarından sevgili Metin Durmaz, Çin'de edindiği deneyimleri bizlerle paylaşmak için bir yazı göndermiş. Aşağıda misafir odasında bulabilirsiniz. Çinli dostlarımıza Türk misafirperverliğini göstermek isteyenlere şiddetle önerilir.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle... Cem Özbatur
Lisanslılaştıramadıklarımızdan mısınız?
Kadıköy de Salı Pazarının yerinde Pazar günleri bit pazarı kuruluyor. Gidenleriniz mutlaka vardır. Benimde gidip dolaşmaktan zevk aldığım bir yer. İncik boncuktan eski bilgisayar parçalarına kadar herşeyi bulmak mümkün, hem de makul fiyata. Ama asıl can alıcı yeri, tezgahlarda satılan binlerce dolarlık yazılım, oyun, Audio CD ve VCD ler. Hepsinin önü anababa günü gibi. Bir CD ye toplanmış 10 binlerce dolarlık yazılım CD leri bile bulmak mümkün, 2-3 milyon verdiniz mi en alasından programları bulabiliyorsunuz. Denetim hakgetire. Haberli yapılan baskınlarda toplanılan CD lerin birkaç saat sonra tekrar tezgahlarda olduğunu gözlerimle gördüm.
Yılların çalışması ve deneyimi ile yoktan varedilen yazılımlar, Müzik CDleri, Fimler kapanın elinde kalıyor. Yasalardaki boşluklardan yararlanan müteşebbisler, genellikle yurtdışında üretilen eserleri(!?) rahatlıkla pazarlıyorlar. İçinden çıkanı ancak eve gittiğinizde görebileceğiniz bir CD için "Abi ben hep burdayım, bozuk çıkarsa getir değiştirelim" diyecek kadar da pişkinler. Gönül isterki ne orada bunlar satılsın, ne de bizler gidip ucuz yazılım peşinde koşalım. Amma, madalyonun öteki yüzüne de bakmakta yarar var. Aldığı bilgisayarın 3/4 fiyatına ofis seti almak zorunda olan biri olduğu sürece, o tezgahlardan daha çok yazılımlar geçer. Tuvalette rahatlarken bile, taksimetresi çalışan ve çuvalla para kazanmayı sürdüren Gates Usta, nolur du sanki yazılım fiyatlarını lokal endekslere uygun hale getirseydi. Nolurdu sanki öğrenci kimliğini gösterene %80 indirim yapsaydı. Bak o zaman tezgahlara rağbet kalırmıydı. Herşeye rağmen, koşullarınızı sonuna kadar zorlayın, emeğin, yatırımın değerini vermeye çalışın. Ne idüğü belirsiz CD lere kopyalanmış eserler yerine, orjinal, lisanslı ve teknik desteği olan yazılımlara, gürül gürül dinleyebileceğiniz, pırıl pırıl seyredebileceğiniz CD lere, VCD lere yatırım yapın. Hepinize bol lisanslı günler.
Ferhangişeyler
Ferhan Şensoy saat 20:00 de sahne alıyor.
Ortaoyuncular Ses 1885 Tiyatrosu
Adres : İstiklal Cd No 140 Beyoğlu
Tel : 212 251 18 65
GEZGİNLER KULÜBÜ - SAYDAM GÖSTERİSİ
1 Mayıs, 19:00 - 21:00
Şahsenem, Turgay Tuna; Gizemli Coğrafyalar, Ufuk Doğan
Gezginler Kulübü Derneği - 0212 285 63 22
Teknolojinin hayatımıza kattığı en önemli özellik bence mesafeleri inanılmaz derecede azaltması. Mesela hemen browser'ınızın adres bölümüne www.ny-taxi.com yazın ve New York sokaklarında gezen bir taksinin web'e aktardığı görüntüleri izleyin; bulunduğunuz yerde saat kaç olursa olsun. Elbette netmeeting ya da benzer bir yol kullanarak uzaklardaki bir arkadaşınızla (tamam kabul ediyorum arkadaşınız olması şart değil belki de yakında arkadaşınız olacak birisi) görüntülü chat yapabilirsiniz.
Bu adam bize ne anlatmaya çalışıyor diye düşünüyorsanız, benim şu anki düşüncelerimi paylaşıyorsunuz demektir :. Ama kabul edin ki bu benim buradaki ilk yazım ve yıllardır bir yerde düzenli olarak yazmıyorum. Netice itibariyle bu yazı size ulaştığına göre internetle ilişkili birisiniz ama benim yazı konum, sizleri ekran karşısından kaldırmaya yönelik: Dışarıdaki hayat.
Burada her hafta İstanbul gece hayatında gittiğim yerlerle ilgili izlenimlerimi aktaracağım. Bu kısa (!) girizgahtan sonra bu haftaki mekanımıza geçelim bari:
BarLane
BarLane'nin adını muhtemelen geçen haftalardaki Votka-Narsuyu tartışmaları sırasında bol bol duymuşsunuzdur ama ben orayı daha önce keşfetmiştim (yazar:1- okuyucu:0). Teşvikiye Abdi İpekçi caddesindeki BarLane'e girmek için birkaç basamak aşağıya inmeniz gerekiyor. Giriş kapısı mutlaka bir görevli tarafından açılıyor (ilk puanlarını aldılar). Gündüz 14:00 gibi açılan lounge-bar (valla kendilerini öyle tanıtıyorlar) 2 kattan oluşuyor. Giriş katı yemek servisi için ayrılmış. Gece 23:00 civarına kadar burada son yılların moda yiyeceği Sushi ve İspanyol tarzı Tapas yiyebiliyorsunuz. Tapas ne diyecek olursanız (ki ben dedim) atıştırmalık sıcak ve soğuk alternatifler diye tanımlanıyor. Denemedim yorum yapamam ama yiyenler mutlu görünüyordu. BarLane'nin alt katı ise eğlenmek isteyenler için dizayn edilmiş. Ortada dikdörtgen bir bar yer alıyor. Bu barın ertafında gayet rahat bar taburelerine oturabiliyorsunuz. Barın sol arka köşesi dj için ayrılmış. Dj'in insanlara yakın olması, ortamın daha çabuk ısınmasını sağlıyor. Ortamın güzelleşmesini sağlayan bir unsur da zen mimarisine göre yapıldığı söylenen havuz, akan su, değişken soft renklerdeki ışıklı duvar panoları içeren tasarım. Ortam boşken de, tıka basa dolduğunda da insan sıkılmıyor. Hatta ben defalarca gittiğim halde hala sıkılmadım bu bardan. BarLane'de en sevdiğim şeylerden biri siz daha içkinizi söylemeden önünüze bir meyve tabağı ve bir kuruyemiş tabağının gelmesi. Ayrıca bu tabaklar gece boyunca siz bitirdikçe yenileniyor. Bu tabakların hesaba nasıl ekleneceğini düşünmeden rahat rahat yiyebilirsiniz zira müesseseden :-)) İçki fiyatları da bence makul, hatta komşularına göre düşük. Mesela bir kadeh beyaz şarap için 7 milyon vermeniz gerekiyor. Şimdiye kadar burada sevmediğim tek şey ise vişneli votka: Bardağın dibindeki vişnelerle oldukça uğraşmanız gerekiyor.
Özellikle cuma ve cumartesi geceleri 23:30 gibi bar hareketleniyor ve bu hareket 02:00'ye kadar sürüyor. Unutmadan ekleyeyim Salı geceleri 70'ler- 80'ler gecesi oluyor. O yılları hatırlayanlar herhalde hafta içi erken yattığından çok kalabalık olmuyor ama müzikler gayet iyi. Ayrıca barlarda en çok dikkat ettiğim havalandırma konusunu da gayet iyi çözmüşler. En kalabalık olduğunda bile sigara dumanından gözünüz yanmıyor.
Haftaya farklı bir mekanın tanıtımında görüşmek üzere.
Not: Daha önce gürüşmek isterseniz cumartesi gecesi BarLane'e gelin, muhtemelen barın sol tarafında olurum.
Serkan Semiz
Barlane
Adres: Abdi İpekçi Caddesi Azer İş Merkezi No: 44 Teşvikiye
Telefon: (212) 224 08 12
Bu anım,biraz eskilerden. Yıl, hiç unutmam, şimdi unuttum!! 1978'di galiba :).. İzmir Çınarlı Meslek Lisesi'de elektrik bölümünde okuyorum, o yıl okulda,edebiyat hocamızın desteğinde bir oyun oynamaya karar verdik tiyatro kolu olarak. Yaşar Kemal'in "Yer Demir Gök Bakır"ını oynayacağız da,durum pek müsait değil!!!..
Zaman,70'lerin sonu memleket karışık,okul hepten karışık,siyasi olarak İzmir'in en mimli okulu. Öğrenci sayısı kadar polis var okulun civarında.Biz inatla oyunu çalışıyoruz.Sıra sahne provalarına geldi,tabiiki provaları hafta sonları yapabiliyoruz. Oyuncular,meslek lisesi öğrencileri olduklarından pek tecrübeleri yok!! hepsi heyecanlı.
Rollerine göre aksesuarları dağıtıyoruz, kimi köylü oluyor, kimi Jandarma. Oyunda bir iki de Jandarma rolü var, onlar için biryerlerden sanırım devlet tiyatrosundan butafor(taklit) mavzer bulduk,onlar da dağıltıldı.
Dedik ya, heyecanlı çocuklar,sen tüfekleri alır almaz çocukça bir keyifle bahçede dolaşmaya başla.. Anayol hemen bahçenin önü. Gelen geçen faltaşı gibi gözlerle okula bakıyor.. Biz uyanıpta çocukları toplayanana kadar,polis bizi topladı okulu silahla işgal ettiğimiz için...
Hayda bulduk mu papazı.. Derdimizi anlatıp izin alarak ne kadar uğraştığımızı hiç unutmam,şimdi unuttum!!!
Bütün bu hengameden sonra, oyunu oynadık.Amanın bir izdiham,bir tanatana ki sormayın.. Biz oyun çok tuttu seyirci patlaması oldu diye düşünürken, sonradan anladık ki, bizim okuldan şüphelenen polis, olay çıkmasın diye ne kadar polis varsa sivil giydirip oyuna yollamış. Velilerin çoğu salona bile girememiş..
Olsun, tiyatro seyir oyunudur, polislerde insan olduğuna göre oyun tuttu demektir......
Oyun sırasında yaşadıklarımız,başka bir yazıya.. sağlıcakla kalın...
Misafir Odası: Metin Durmaz |
Heyecanlıyım. Arkadaşlarım daha da heyecanlı. Bütün yaz boyunca benden her hafta sonu için randevular alındı. Masraflarımın karşılanacağı garanti edildi. Beni özel yapan şey arkadaşlarımın beni çok sevmesi değil, mükemmel derecede çince bilmem (abartmadım valla öle). Ve onların, Çin'de üniversite de okurken çektirdiğim resimleri görmüş olmaları.:)) Gelin şimdi bir Çinli bayan nasıl tavlanır? sorusuna kahve molasında cevap arayalım. Sen nerden biliyorsun diyeceksiniz, hemen söyliyeyim, 6 sene Çin de üniversite+ master ve Hongkong'da uzun süre ithalat ihracat danışmanlığı yapmış biriyim. Bence siz benim önerilerime kulak verin, nede olsa lakabım PAONIUWANG...
1- Çinli kızlar sakallı ve kıllı erkek sevmezler. O yüzden mutlaka traşınıza dikkat edin.
2- Bakışlar çok önemlidir. Direk gözünün içine bakın ve tebessüm edin, bu ondan hoşlandığınızı gösterir.
3- Çinli erkekler genelde bayanlara hediye vermeyi bilmezler. Mutlaka bir çiçek gönderin.
4- Çinli bir kız herzaman beyaz tenden hoşlanır. Ülkemin sevgili esmer delikanlıları sakın heveslenmeyin siz baştan kaybettiniz:)
5- Renkli gözlüler zaten 1-0 galip.:)
6- Hedefi ayarladınız ve sıra nokta atışına geldi. Hemen hedefe doru yaklaşın ve muhabbete başlayın. Nihao (merhaba demek ve okunuşu (ni hav), size tebessüm edecektir %100. :)) O zaman konuya direk girin. Nin hen meili (çok güzelsiniz,) (ni hın meyli)... Bundan sonrasında ingilizce deniyeceksiniz ama çoğu bilmeye bilir, artık şansınıza kalmış. Unutmayın ne kadar romantik olursanız okadar avantajlısınız.
7- Bir çinli kız, herzaman için mükemmel bir gece demektir, sakın yılmayın. Bir Türk hele çapkınsa kesinlikle bu işi bitirir.
Şimdilik bukadar. Sormak danışmak istediğiniz bir şey olursa çekinmeden yazın ben cevaplarım... Hııı unutmadan kızlar, fazla heveslenmeyin çinli erkekler yaramazlar.:)) Sevgiler saygılar..
PAONIUWANG
http://www.sihirlitur.com
Haluk Özözlü'nün kapsamlı gezi sitesi. İlginç ve detaylı içeriği ile ilgi çekici.
http://www.ruhsagligi.org
Bu ruh sağlığı portalında birçok konuya ilişkin bilgi bulmanız mümkün. Fobiler, depresyon, şizofreni,yeme bozukluğu, panik atak, çoçuklarda davranış ve beslenme bozukluğu...
http://www.astro-lojik.com/
Astrolog Esin Uzer´in sitesinde aura, horoskop, reankarnasyon, hipnoz gibi konu başlıklarını bulabilirsiniz.
http://www.the-scorpion-king.com/
Yeni vizyona giren Akrep Kral'ın resmi web sitesi.
Damak tadınıza uygun kahveler |
dBpowerAMP Music Converter Release 8d (1.39MB)
http://www.dbpoweramp.com/bin/dMC-r8.exe
MP3 tutkunları işçin olmazsa olmaz bir çevirici. Her cins dosyayı bir başka ses formatına dönüştürüyor. CD den track i seçiyor, farenizin sağ tuşunda çıkan menüden hızla yeni MP3 ünüzü yaratıyorsunuz. Kullannın seveceksiniz. Değişik formatlar için Codec Central i ziyaret etmenizi ve istediğiniz codecleri indirmenizi özellikle öneririm.
DivX Video 5.0.1 (2.9MB ) Windows FREE (Adware)
http://www.divx.com/divx/
Size daha önce DivX den sözetmiştim. Eğer bilgisayarınız Pentium II 450 ve üzeri ise, en az 64MB belleğiniz, en az 8 MB lık görüntü kartınız varsa, DivX formatında filmler yaratabilirsiniz. Birlikte gelen bir de DivX Player'ı var. Meraklısı için.
|
|
