HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı


Kalıplara uyum sürecinde kamu kadrolarının ülke çıkarları için daha önemli olan bazı özelliklerini kaybederek idarenin tercihlerine uygun başkaca özellikleri iş kimliklerine mal etmelerini matematiksel bir örnekle anlatmayı deneyelim:

Kamu sektörü olarak uluslararası siyasal, ekonomik ve ticari ilişkilerde, bankacılıkta, turizmde ve pek çok başka alanda, sonsuz sayıda olasılıklar içeren bir rekabet ortamında, bilinen ve bilinmeyen rakiplerinizle mücadele ediyorsunuz...


Eksik parçaları zamanında bulup ve doğru olarak yerine koyanların kazançlı çıktığı bu global oyunda cepheye süreceğiniz kadroların (rakiplerinizin sayısal çokluğuna, gruplaşmalarına, taktik ve stratejilerine ayak uydurabilecek bir çeşitlilik yerine) tek tip memurlardan oluşmasını istiyorsunuz.


Örneğin insanları kişilik özellikleri, bilgi ve yetenekleri itibariyle çeşitli rakamlarla ifade ettiğimizi düşünürsek; rakipleriniz tüm sayılardan oluşan birer kadro kurmaya çalışırken siz sadece ikinin ve üçün katlarını kullanıyorsunuz. Üstelik 30'dan yukarı rakamları çok büyük, biri ise çok küçük diye kadrolarına almıyorsunuz.

Bu sizi global ortamda hem olası hamleleri önceden tahmin edilebilen, kolay bir rakip haline getiriyor; hem de belirli bir kategori dışındaki rakamlara karşı savunmasız bırakıyor.

Söz gelimi benim gibi bir 13'lüğü kalıplarınıza uymadığı için dışlıyorsunuz, global oyun alanında karşınıza bir 13 çıktığında ise hemen başka cephelerden toplamı 13 edecek bir kaç rakam çekip hamle yapıyorsunuz. Oysa bu hem zaman alıyor, hem de başka cephelerinizde gedikler açılıyor.

Oysa global rekabet ortamında hayatta kalabilmek için çok daha hızlı ve isabetli davranırken savunmanızda da açık vermemeniz gerekiyor.

Üstelik hamle yapmak için bir 13'e gereksinimiz olduğunu net olarak gördükten sonra dahi, ona uygun bir adım atmanız bir kaç ayrı hazırlık hamlesini gerektiriyor. Oysa bu hız, uluslararası rekabet ortamının doğasına aykırı düşecek ölçüde yavaş kalıyor. Zira o ortamda bir atılım fırsatının engelsiz bir biçimde, net olarak gözüküyor olması (aynı hedefi başkalarının da aynı netlikte görerek harekete geçmiş olmaları nedeniyle) atılım için zaten yeterince geç kalınmış olduğu anlamına geliyor. Çünkü burada ancak fırsatları henüz üstü kapalı haldeyken sezinleyip o yönde yatırım yapanlar kazanabiliyor. Peki ya hedefin net olarak gözükmediği gizli operasyonlarda tek-tip elemanlarla ne kadar çabuk ve isabetli tepkiler gösterebileceksiniz?



Hele hele doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün, dost ile düşmanın birbirine karıştığı kriz ortamlarında rakiplerinizin eleman, araç, gereç ve teknoloji çeşitliliği karşısında, tek-tip elemanlarınızla nasıl rekabet edebileceksiniz?



Bu matematiksel anlatım açıkça gösteriyor ki ulusal çıkarlarımızın layıkiyle korunup geliştirilebilmesi için uysal kadrolardan ziyade kaşif ruhlu, yaratıcı insanlara gereksinimimiz var!

Zaten İngilizler de bunun için "Hindilerle çalışırken kartallarla boy ölçüşmek zordur" dememişlermiydi?

Geri - 143 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur