ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
www.kmarsiv.com
Arşivimiz
Yazarlarımız


Sizden Yorumlar
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND

 24 Nisan 2002 - Kahve Molası


Merhaba dostlarım. Uzun haftasonu sonu tatili bitti işte. Gene işlerin başındayız. Tabi bunlar işi olanlar için. Ya henüz yeni bir iş bulamamış kalifiye işsizlerimiz. Hani kriz öncesi iyi sayılabilecek maaşlarla çalışan ama krizle birlikte kendini kapı önünde bulupta, her hafta sonu gazetelerin insan kaynakları eklerini satır satır ezberleyenlerimiz. Özellikle bankacı dostlarımız.

Sen o kadar oku, yıllarca çalış, biryerlere gel, birgün seni hop diye bir kenara koysunlar. Yakın çevremde epeyce dramatik olaylara tanık oldum. Karı koca işsiz kalıp babalarının evine dönüş yapanlardan tutun da, patlayacak turizmden nema almak umuduyla deniz kenarlarında bir büfe kiralamaya çalışanlara kadar.

Aslında konuya bir de diğer pencereden bakmakta yarar var. Hani hep içimizde biryerlerde kalan ama sorumluluklarımız izin vermediği için ertelediğimiz hayallerimiz vardır hepimizin. Ben bu işi öyle güzel yaparım ki dediğimiz, ya da, ah be bir param olsa kesin bu türde bir yer açardım diye öykündüğümüz, ama nedense hep emeklilik dönemine bıraktığımız hayallerimiz. İşte bu türden zorunlu tatiller bu hayallere gerçeklik kazandırmaya bir vesile olabilir. Biraz cesaret belkide sülalesine minnet(!?) duyduğunuz patronlarınıza dua etmenize neden olabilir. Kendi işinin patronu olmak hayali bakarsınız gerçek olur. Hoş, aklı başında hiçbir patron size "Salla başını al maaşını" desturundan sapmanızı tavsiye etmez bunu bilmiş olun. Ben birine sinirlendiğimde, ya da o biri bana " Ooo patron, işler iyi galiba, bir dakika yerinde oturduğun yok" dediğin de "Allah seni parasız patron yapsın" diye bir beddua ediyorum ki, bir tutarsa bir daha belini doğrultması için 3-5 fırın ekmek yemek zorunda kalsın, şişmanlasın:-))

Ha bir de, şu işsiz kalır kalmaz soluğu dışarıya atan arkadaşlarımız var. Hele bir de gittikleri yerleri anlatırken yıllarca ekmek yedikleri memleketimizi yerin dibine batırmıyorlar mı, yahu kardeşim daha 3 ay evvel altında araban, kirasını dolarla ödediğin evin, her akşam gittiğin barların varken memleketin sudan çıkmış ak kaşıkmıydı diye sormazlar mı adama. Demek ki patronların da bir bildiği var, ne kaa ekmek, o kaa köfte. Ha bu arada unutmadan söyleyeyim, son 3 cümleye konu , kriz öncesi bir batacak banka genel müdürlüğünde hatırı sayılır br müdür olan arkadaşım, şu anda Kanada da bir benzin istasyonu kafesinde müdür, hem de çok mutlu:-)) Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur

 Kahvehane Sahibinden


Kurtlu Mailler - 2

Dostlar, son günlerin revaçta kurtçuğu "W32.Klez.H@mm" kardeşleri oldu. W32.Klez.E@mm, W32.ElKern.3587 ve W32.ElKern.4926. Gözümüz aydın olsun, allah analı babalı büyütsün. Şaka bir yana 3 gündür virütik konsültasyonlar yapmaktan, reçete yazmaktan gına geldi. Hele birde herşeyi en baştan anlatmak yok mu, işte bu adamı mahvediyor:-)) Aslında bendeki tek reçete, yani bana kalsa, en radikal çözüm, formatla kurtul, kurtul da... olmuyor işte, gene bir yolunu bulup temizlik yapmaya çalışıyoruz. Sağolsun, Symantec tüm kurtçuklar için bir tool yapmış. Aşağıdaki kısayoldan indirip gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.

http://securityresponse.symantec.com/avcenter/FixKlez.com

Bugün Günün kahvecisi köşesinde ilginç bir konuğum var. Konuk diyorum ama sanırım düzenli yazarlarımızdan biri olacak. Sevgili Çağhan Tansel, 12 Eylül sonrası doğumlu pırıl pırıl bir genç, Hukuk Fakültesinde okuyor. Amma bir kusuru var. Kendisi Rockçı(!). Hani şu son aylarda Satanizim, Satanist kavramlarıyla eş anlamda tutulan, rock dinleyen, çalan gençlerimizden. İstedim ki medyanın pompalamasıyla öcü haline getirdiğimiz genç arkadaşlarımızı ilk ağızdan tanıyın. Yani madalyonun öbür yüzüne de bakmayı deneyin. İlk yazısı biraz öfkeli, ama haksız da sayılmaz. Çağhan, ünlü progresif rock grubu "Dream Theater" ın, Türkiye Resmi Fan Klübünün Yönetim Kurulu üyesi. Birde hoş siteleri var. http://www.dt-home.com Tüm Rockseverlere önemle duyurulur.

Sevgili Altuğ Yücel'in Azeri Etirafları yarınki sayımızda devam edecek.

Bu arada sizlerin hangi konularla ilgilendiğinizi öğrenmem de yarar var sanırım. Lütfen bana yazın.

 Kahvecinin Günlüğü


  • 21.Uluslararası İstanbul Film Festivali nde sona yaklaşıyoruz. Son 5 gün dikkatinizi çekerim.


  • 2.Uluslararası Dans Festivali

    Dünya Dans günü olarak kutlanılan 29 Nisan'da 2.Uluslararası İstanbul Dans Festivali de başlayacak. Dünyanın çeşitli ülkelerinden dans gruplarının katılacağı festival, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'n da 5 Mayıs'a kadar sürecek. Festivalin açılışını Ankara Devlet Opera Balesi yapacak. Dans meraklılarına duyurulur.


  • Cem Yılmaz hayranlarına...

    Cem Yılmaz bugün 21:00 de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda. Gülmekse arzunuz, gidin derim. İnşallah bilet bulabilirsiniz.


  • Kısa Kısa

    Bülent Ortaçgil, 26 Nisan Cuma saat 21:00 de Yayla Sanat Merkezinde.
    Kubilay QB Tunçer 'in yazdığı ve Lale Mansur ile birlikte rol aldığı "Olağan Muziceler" adlı oyun Muammer Karaca Tiyatrosu'nda 27-28 Nisan saat 15:00 de.


  •  Değişik Kahve Tadı Arayanlara


    Aromalı Kahve

    Aromalı kahve = Yöresel Kahve + Doğal bir esans.

    Bu esans kavrulmuş bir yöresel kahvenin üzerine sıvı halde dökülüp karıştırılıyor. Hiç kalorisi olmayan ve tamamen doğal malzemeden oluşan bu esans kahveyi oldukça lezzetli bir hale getiriyor.

    Bu türde aromalı kahveleri bulabileceğiniz bir de adres vermek istiyorum size:

    TİKİNA TEA SHOP
    Nişantaşı Ihlamur Yolu Sokak 6/B Teşvikiye
    Tel: (0212) 230 29 83 - Faks: (0212) 232 05 59

     Günün Kahvecisi : Çağhan Tansel


    Zekanın Gücü Adına

    Esprili olmak ya da olabilmek kolay bir şey değildir, özellik gerektirir. Birçok kişi esprili olduğunu zanneder ama yanılır, yaptıkları sadece bir iki kişiyi bir an için güldürmekten ibarettir. Esprinin içinde zeka vardır, olmalıdır. Yoksa sonradan beyninizin kıvrımlarını tatlı tatlı meşgul eden kelimeleri, olayları hiçbir zaman alay etme yelpazenizle savurup uzaklaştıramazsınız.

    Dikkat ettiyseniz (mecburen etmişsinizdir) polisimiz son zamanlarda, nasıl bir espri yeteneğine sahip olduğunu çok iyi bir şekilde bizlere kanıtladı, bu konuda haklarını teslim etmeliyiz. Yaratıcılıklarını kullanmada ne kadar hünerli olduklarını gündeme yerleşen-yerleştirilen son olaylarla çok daha iyi görebildik. Öyle ya, siyah tişörtlü, uzun saçlı ve küpeli, keçi sakallı gençlerden harika bir grup yarattılar: Satanistler Grubu(!) Bir de polisimizin yarattıklarının dışında önceden oluşturulmuş satanist gruplar var ki polisimiz "Biz bunları nasıl yabancılardan önce keşfedemedik" diye dizlerini dövüyordur bu günlerde. Metallica, Iron Maiden gibi uluslararası satanist müzik grupları olur da bizde olmaz mı, bizim neyimiz eksik? Çok şükür Pentagram, nam-ı diğer Mezarkabul adlı bir müzik grubumuz vardı da bu eksiği kapamakta polisimiz pek bir sıkıntı yaşamadı.

    Medya-polis işbirliğiyle dahiyane bir şekilde ve her zamanki "olayın özüne inmeden sadece görünenleri aktarma" felsefesiyle girişilen bu yeni, kendine has bir gençlik grubu yaratma işine boşuna mı başlandı peki? Burda medyamızın ve polis teşkilatımızın espri yeteneği kendini gösteriyor, kıvrıla kıvrıla başını önlere uzatıyor. Tüm bunlar, çalışma koşullarını iyileştiremeyen ve maaşlarını arttıramayan hükümete bir mesaj, devlet büyüklerine karşı "devlet-özel sektör arası underground bir kampanya" idi aslında. "Siz oturduğunuz yerde öyle boş şeylerle uğraşıyorsunuz ki bundan sonra biz de işimizi yapmayıp sizin gibi boş şeylerle uğraşacağız, hadi bakalım". Gerçekten, insanın böyle anlamlı bir girişim karşısında duygulanmaması elde değil.

    Gençler arasında çok ciddi (!) konuşmalara yol açan bu çalışmanın yarattığı örnek diyaloglardan birine bakalım ister misiniz?

    " Polis siyah tişörtlü gençleri topluyor şimdi değil mi?"
    " Yok sadece siyah değil. Geçende bende kırmızı tişört vardı beni de götürdüler. Sakalım uzunmuş"
    "Kırmızı tişört ve uzun sakal ha! Vay be, demek ki adamlar kendilerini kurallarla sınırlandırmıyor artık. Bu şekilde binlerce olasılık elde edilebilir. Çok zekiler çok."
    "Bildiğin gibi değil. Bir düşünsene, mesela siyah ayakkabı, mavi tişört ve siyah şapkalı birini gördüler bir ara. 'Tamamen siyahlarla gözükmemek için mavi tişört giymiş ama bizi kandıramaz, götürelim' dediler. Adamlardan hiçbir şey kaçmıyor vallahi."

    Toplumumuzun yaşadığımız şu zor günlerde böyle iç ferahlatan yaratıcılık örneklerine şiddetle ihtiyacı vardı bence. Espri anlayışımızı oluşturan ve ayakta tutan bir medyamız bir de polisimiz kaldı zaten. Onları da ipe sapa gelmez haberlerle yıpratıyorlar, esprilerindeki o "ince" zekayı anlayamıyorlar. Hepimize yazık ediyorlar.

     Misafir Odası : Tanju Akdeniz


    Vazgeçmek

    Her gün bir şeylerden vazgeçeriz. Sinemaya gitmeye karar veririz, eski bir arkadaşa rastlarız yolda. Vazgeçeriz sinemadan. Sinema daha birkaç hafta elimizin altındadır nasılsa. Kimbilir bir daha ne zaman raslaşacağızdır bu eski dostla öte yandan. Kolaydır seçmek. Vazgeçmek de öyle. Çünkü aslında vazgeçilmiş bir şey yoktur. Seçim ötelenmiştir sadece.

    Benim sözünü ettiğim vazgeçişler başka. Sevgiliden vazgeçmek örneğin. Memleketten vazgeçmek ya da. Çevirmek yüzünü bir daha bakmamacasına geriye...

    Azalır seçenekler her vazgeçişte. Her vazgeçiş bir seçeneğimizi daha yok eder. Yine de daha zordur seçmek, vazgeçmeye oranla. Çünkü seçim tüm seçenekleri yok eder. Seçmemeyi seçiveririz biz de. Zamana bırakırız. Başkalarına bırakırız. Başka bir şeye bırakırız. Dua ederiz kardan yollar kapansa diye. Ya da o beni terketsin isteriz. Daha az acı vericidir başkalarının kararlarının sonuçları.

    Başka bir yönü de var vazgeçmenin: Amerikan üniversitelerinde bir gelenek vardır. Çok değerli kaleminden vazgeçer, daha fazla değer verdiği bir meslekdaşına hediye ederken onu. Ne büyük onurdur o kalemlere sahip olmak. Vazgeçtiklerimizin büyüklüğü hem bizi, hem de seçimimizi yüceltir.

    Tatlı-tuzlu tiramisu gibidir vazgeçmek. Beyaz peynirin üzerindeki vişne reçeli gibidir. Acı bir yanda, haz bir yanda. Pişmanlık bir yanda, kararlılığın verdiği haz bir yanda. Güç bir yanda, teslimiyet bir yanda...

    Seni seçtim deriz eski sevgiliye açıp kollarımızı. Anlamasını bekleriz yaptığımız seçimin önemini. Anlar mı peki?

    Kalın sağlıcakla.
    Tanju Akdeniz

     İşe Yarar Kısayollar


    http://www.markopasha.net/
    Her konuda işe yarar bilgi bulabileceğiniz, kendi tecrübelerinizi paylaşabileceğiniz güzel bir site. Giriş için üye olmak gerekiyor. Üye olduktan sonra tüm bilgilere ulaşıyorsunuz.

    http://www.kargalar.com/
    Resminizden karikatür yapılmasını arzu ediyorsanız bu siteyi ziyaret etmenizi öneririm. Tamamen ücretsiz, amatör sanat kaygısıyla hazırlanmış bir site.

    http://www.cinemanow.com
    Geleceğin internet sinemalarına çok güzel bir örnek. Geniş bir arşivi var. Filmin tamamını seyretmeniz mümkün, ancak düşük hızlarda pek verimli değil. Gene de denemenizi öneririm.

    http://www.i-gunler.com/ / http://www.kokteylim.com/
    İstanbullular için güzel bir rehber. Ayrıca bir de kardeş sitesi var. Kokteylim.com. Geniş bir kokteyl hazırlama rehberi. Dost toplantılarında işe yarayabilir.

     Damak tadınıza uygun kahveler


    Sms-TR v2.5 [920KB] W9x/2k/XP FREE
    http://www.esoft-tr.com/indirin.asp?program=smstr

    Cep telefonlarına ücretsiz mesaj göndermek için yazılmış türkçe program. Bilgisayarınızın bir kenarında bulunmasında yarar var. İnternete bağlı olduğunuzda hızlı mesaj yollayabiliyorsunuz.

    Morpheus Preview Edition [1.26MB] W9x/2k/XP FREE
    http://streamcast.downloadtech.net/morpheus/setupmpe.exe

    Napster tutkunlarına yepyeni bir program. Henüz beta sürümü ama yakında çıkacak kusursuz 2.versiyonun habercisi. Bir deneyin beğeneceksiniz.
    http://www.kmarsiv.com/sayilar/20020424.html 24 Nisan 2002 - ©2002-kmarsiv.com