HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı

Devlet memuru olduğum ilk yıllarda memur maaşlarının düşüklüğünün gerçekten de bütçe kısıtlamalarından kaynaklanan mali bir sorun olduğuna inanmış ve hiç dert etmeden, bunu değiştiremeyeceğim bir gerçek olarak kabullenmiştim. Ancak sonraki yıllarda kamu harcamalarının ne denli irrasyonel boyutlara ulaştığını, petrol zengini Arap ülkelerinde gördüğümüz altın kaplamalı musluklar kadar olmasa dahi, makam taşıtları, mobilya mefruşat alımları ve daha pek çok şey için bütçemizin kat kat üzerinde harcamaların büyük bir kolaylıkla yapılabildiğini görünce bunun yönetici kadroların bilinçli bir tercihi olabileceğine dair şüphelere kapılmıştım.

Milenyumun hemen başında, 7 haftalık bir geçici görevle Amsterdam'a doğru yola çıkarken Ankara'daki maaşımın beş-on katına tekabül eden sarılı turunculu Guldenleri (Hollanda'nın EURO öncesindeki para birimi) hem estetik bir beğeniyle, hem de hazine bulmuşcasına içimi hoplatan bir zenginlik hissiyle incelerken ister istemez aklım şu bizim güdük maaşa takılmıştı… Ne vardı sanki yurtiçinde de buna yakın bir maaş alabilseydik?

Amsterdam'da hemen her öğle yemeğini dışarıda yemeye çalışyordum. Hem geçici bir süre için bulunduğum bu kentte olabildiğince çok yer gezip görmek, hem de değişik yemekler denemekti amacım. Bir gün ne yiyeceğime karar veremzken Ankara'da ailecek müşterisi olduğumuz bir uluslararası Çabuk Yemek (fast food) lokantasının Amsterdam şubesine düştü yolum. Hem bir adet hamburger, kızarmış patates ve bir içecekten oluşan o bildik, mütevazi menünün buradaki versiyonunu tatmak, hem de biraz olsun çocuklarla berabermişim gibi davranma oyunu oynamak için içeri daldım. Ankara'daki aynı menüye burada kaç para ödediğimi hesap etmeye çelışırken birden bire oradaki ve buradaki maaşımın kaç menüye tekabül ettiği sorusu geldi aklıma…


Keşke bu hesabı yapmak için yemeğimin bitmesini bekleseydim. Çünkü inanılmaz rakamlar tüm iştahımı yitirmeme yol açmıştı:

Evli ve iki çocuk sahibi, 13 yıllık bir memur olarak Ankara'da bana ödenen maaşla menüden sadece 107 adet satın alabiliyordum. Amsterdaki maaşımla ise Amsterdam'daki benzer menüden tam 1018 adet alabilecektim. "Bir insan Ankara'da ne kadar acıkırsa Amsterdam'da da o kadar acıkır yahu" diyerek güldüm kendi kendime...

Bir iki gün sonra, Hollanda'daki işsizlik ödeneğinin dahi benim Ankara'daki maaşımla orada satın alabileceğim menü miktarından daha çok menü satın alabileceğini öğrenince hepten aklım karışmıştı.


Benim Ankara'da bir ayda satın alabileceğim 107 menüye karşılık, Hollanda'daki bir işsize ödenen parayla bir ayda 288 menü satın alınabiliyordu.

Üstelik Ankara'da benim yararlanabileceğim hiç bir özel hizmet yokken burada işsizlere ve ailelerine belediyeye ait spor salonlarından, toplu taşım araçlarından, yüzme habuzlarından ve sağlık hizmetlerinden bazen bedavaya kadar inen, çoğunlukla da % 50 indirim uygulanan özel tarifelere göre yararlanma olanağı sağlanıyordu.

Geri - 127 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur