HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı



Bir kez bu girdaba kapılındığında da bir daha kurtulma şansı olamıyor; çünkü insanlar kendi seçimleriyle girdikleri bu süreci daha sonra kötülemeye yanaşmıyorlar. Eh, sonrası da malum; içine girilmeye bir kez razı olununca, kalıpların şeklini almak kalıyor geriye. Çünkü bilinen tüm doğrular üstü kapalı bir biçimde de olsa bir kenara bırakılıp bu kalıpların doğruluğu benimseniyor. Önce mesleki ve teknik gerekler bir kenara bırakılıp amirler neyi nasıl istiyorlarsa işler öyle yapılmaya başlanıyor. Orada bir resmi dairenin dört duvarı arasında cereyan eden ve önemsizmiş gibi gözüken bu çözülmenin ulusal boyutlardaki faturası ise depreme dayanıksız yapılar, sağlıklı ve huzurlu bir insan yaşantısına olanak tanımayan kentler, yıllarca ödenemeyecek denli ağır dış borçlar gibi inanılmaz boyutlarda gerçekleşiyor.

Kalıpların yol açmakta olduğu kayıpların en hafifi insan kaynaklarının verimli kullanımından mahrum kalmamızdır. Tıpkı paramızı pulumuzu verimsiz yatırımlara, gereksiz resmi harcamalara, borç faizlerine ve son zamanlarda batık bankalara kaptırmamız gibi, özenle ve çok büyük fedakarlıklarla yetiştirdiğimiz gencecik insanlarımızı da bu gözü kör kalıplar kaptırıyor, bizler için nice ateşler keşfedip nice tekerlekler, arabalar, uçaklar icat edebilecek bu parlak insanları bürolara kapatıp başkalaştırarak kendilerinden yararlanılamaz hale getiriyoruz... Ve bu, kayıplarımızın en hafifi, en masumu...

Aklını, cesaretini ve yaratıcılığını utanmaz ve sınır tanımaz bir biçimde kullanarak 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl, 50 yıl, 100 yıl sonrasının stratejik planlarını yapıp olası fırsatlardan ulusça yararlanmamızı ve doğabilecek tehlikelerden korunabilmek için bugünden önlemler almamızı sağlayabilecek bir düşünsel potansiyelin dar kalıplar içinde, günü birlik işler peşinde heba edilmesine ne demeli?

Böyle elemanlara sahip olmadığımız için değil midir ki bu tür hesaplar yapabilen birileri 30,000 cana, tarifsiz acılara ve milyarlarca Dolarlık maddi hasara yol açan terör belasını ayağımıza dolayabildiler?

Geri - 95 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur