HiÇBiRYERDE - IN NOWHERE LAND
ABONE FORMU

ABONE OL
ABONELiKTEN AYRIL
HTML TEXT
 SON BASKI
 Ana Sayfa
 Arşivimiz
 Yazarlarımız
 Manilerimiz
 Forum Alanı
 İletişim Platformu
 Sohbet Odası
 E-Kart Servisi
 Sizden Yorumlar
 Medya
 İletişim
 Reklam
 Gizlilik İlkeleri
 Kim Bu Editör?
 SON BASKI
 PDF (~250-300KB)

 Milenyumun Mandalı : Sait Haşmetoğlu

Milenyumun Mandalı

Bakınız internette elden ele dolaşan bir yazı var; ozon tabakasına zarar vermeyen mobilya cilaları üretiminden enerjiye kadar pek çok kullanım alanı olan Bor madeninden sonra; uranyumdan daha etkin ve daha kullanışlı bir nükleer yakıt haline getirilebilme ihtimali bir hayli yüksek görülen Toryum madenine ilave olarak, şimdi de Neptünyumun ülkemizin stratejik rezervlerine eklendiğini duyuruyor aşağıdaki metinle...

Neptünyum Elementi

93 Atom numaralı Neptünyum radyoaktif bir elementtir ve uranyum pillerinin üretiminde kullanılır. 1940' ta California Üniversitesi profesörlerinden Amerikalı Mc Millan ve Abelson tarafından keşfedilen bu radyoaktif element ile son yıllarda enerji üretiminde had safhada faydalanılıyor. Üstelik de alternatifleri içinde en ucuza mal edilen bir element... Peki bu Neptünyum Dünyada en çok nerede bulunuyor? Türkiye' de! Tahmin edilen rezerv ne kadar? 127.000 Ton. Sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan. Onun rezervi ne kadar? 2.500 Ton.

Peki sahip olduğumuz Neptünyumun değeri ne kadar?... Çok Şaşıracaksınız: 9 Trilyon $.

Türkiye' nin, iç borcu 85 milyar $. DIS Borcu 125 milyar $. Toplam 220 milyar $. Elimizdeki Neptünyumun değeri 9 TRiLYON $, yani toplam borcumuzun 40 kat fazlası.

Önce Bor, sonra Toryum, şimdi de Neptünyum. Bilgilenmek ve bildirmek amacıyla, lütfen sessiz kalmayınız...

TÜRK DÜNYASI İNSAN HAKLARI DERNEĞİ


Sadece suyumuzun bile 20 yıl içinde petrolden daha pahalı bir ürün haline gelebileceği söylenirken, kamu kadrolarını ilgi alanları, çalışma yöntemleri, kişisel bilgi ve becerileri bakımından sınırlamak yerine bilakis özgürleştirmek ve desteklemek gerekmiyor mu?

Ya kalıplar girmek ve onların şeklini almak zorunda bırakılan ve bu yüzden mesleki bilgilerini bir yana bırakıp amirlerinin dediklerini yapmaya koyulan insanların hukuki sorumluluklarını da terk edip bütünüyle amirlerinin beklentilerine göre davranmaya başlamalarına ne buyrulur? Yani gayet iyi niyetlerle ve temiz amaçlarla kurulup oluşturulan kalıpların denetiminin bir gün gelip yanlış ellere geçmesine ve o kalıplara bağlı iş gören kadroların kötü emellere alet edilmesine kim, nasıl engel olacak?



Bu kaçınılmaz bir sonuçtur; çünkü her iş kendi ihtiyaç duyduğu türde elemanlar yetiştirir kendine... İyiler kadar, kötüler de çıkarılabilir bu üretim hattından...

Askerlik kutsal bir görevdir elbet... Askerliğin en önemli özelliği de tüm davranışlara bir disiplinin hakim olmasıdır. Dahası, askeri gücümüz, her askerin kendini adamış bir eleman olarak ordudaki yerini tam anlamıyla doldurmasına bağlıdır. Bu güç sayesinde kendimizi güvende hisseder, düşmanlarımıza korku, dostlarımıza da güven veririz. Bunun somut bir örneği olan Hava Kuvvetlerimizin yurt içinde ve yurt dışında önemli başarılara imza atmış "Türk Yıldızları" adlı ekibinin yaratılmasında da, varlığını ve yüksek performansını korumasında da kalıpların inkar edilemeyecek ölçüde önemli bir rolü vardır. Ancak başarı, bireylerin kendi beceri ve yeteneklerini, kendi yaratıcı güçlerini engelsiz bir biçimde yaptıkları işe yansıtabilmelerinde gizlidir. Dolayısıyla kalıpların sakıncalı yönü, bireyin tamamiyle edilgen hale getirilip yukarıdan gelecek talimatların sorgusuz uygulayıcısı konumuna indirgenmesiyle ortaya çıkar. Kalıplara körü körüne uyup adeta robotlaşan insanların ne denli büyük yıkımlara yol açabileceklerinin sayısız örnekleriyle doludur insanlık tarihi...

Her memurun verilen emri sorgusuz yerine getiren bir asker gibi iş görmesinin beklendiği kamu yönetimimizde de tehlike çanları ciddi bir gürültüyle çalmakta hayli zamandır. Her memur, her kamu görevlisi üst kademelerdeki amirlerinin uygulamalarıyla ilgili aykırı bir durumla karşılaştığında direnmeye değil bu duruma uyum göstermeye programlanmış bir anlayışla iş görürse bu işin sonu nereye varabilir, bir düşünün lütfen...

Geri - 96 - İleri





Sitemiz ve sanal gazetemiz MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Dizayn, programlama, uygulama ve yayınlama: Cem Özbatur