Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.340

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 25 Aralık 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Aşil Sendromu!?..


Merhabalar,

Bir miktar kilo problemim olduğu beni çıplak gözle görenlerin malumudur. Hani akşamları yediğim 100 gramlık çekirdeği hesaba katmazsak öyle çok yiyen bir adem de değilimdir. Son birkaç aydır da kilo verememeyi hareketsizliğe bağlayarak sözüm ona kendimi savunma rolü oynuyordum. Sonra baktım bu işin sonu yok, bayramın son iki gününde yürüyeceğim diye attım kendimi sokaklara. Hazırlıksız yakalandığım için de ne bulduysam onu giyip çıktım yola. Allahtan Özgürlük parkı yanıbaşımızda. Etrafında bir tam tur derken baktım oluyor, üstüne bir de yarım tur cila çekip döndüm eve. Bacaklar fena değil dayanıklı ama ya o bel yok mu o bel, üstünde taşıdığı ağırlıktan belli ki artık yılmış, zonklaya zonklaya bir hal oldu. 35 senelik bel arızası bulunan biri için hayra alamet değil ama olsun dedik ertesi gün gene aynı programı uyguladık. Bir anormallik yok gibi görünüyordu ama sıra evde ayakkabı çıkarmaya geldiğinde ayağıma saplanan acıdan az kalsın ciyak ciyak bağıracaktım. Meğerse bizim spor ayakkabısı diye ayağımıza geçirdiğimiz lanet şey beni arkadan vurmakla meşgulmüş. Arka tarafta meydana gelen ufacık bir yırtıktan kalkan deri parçası, benim topuğu Bülent Ersoy'un baldırı haline getirip yara etmiş. Dünü ahlaya sızlaya seke seke hallettim ama az önce ayağımı sallarken sandalyenin ayağına bir vurdum, yığılıp kalmışım. Abarttım tabi canım, yığılıp kalmadım ama topuğumun beynimin içinde zonkladığını hişssettim. Dolayısıyla bu acı beni benden aldı, benim dışımdaki acıları hissedecek halim kalmadı. Aşil'in canını topuğuna koyan yaradan, bana da aynı oyunu oynamış olabilir mi acaba? Kimbilir? Ben topuğuma çelik yelek giydirmeye gidiyorum, hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


 Kahveci : Kübra Albayrak


KAF DAĞINDAKİ VİLLA

Kaf dağının tam zirvesindeydi evi. Kibrini ev arkadaşı, kendi fotoğraflarında da villasını yaptı. Ola ki canı sıkılırsa burada-ki imkânsız- kendini görüp rahatlamak için yapmıştı bunu. Okumak için kendi kitaplarını yanına aldı çünkü hep en iyi yazarları okurdu. En iyi müziğe hastaydı bu yüzden kendi sesinden başkasını dinlemezdi. O dağa çıkmak için çok uğraştı. Yoruldu, elleri kanadı, aç kaldı. Savaştı adeta dağ ile. Şimdi zirvesinde işte. Burnunu orda bırakıp inecek falan da değil hani, orda burnuyla birlikte kalacak. Kaf dağının zirvesinde.

Buraya çıkarken geride çok şey bıraktı tabi. Sevdiklerini, sevmediklerini. Üstüne bastıkları oldu. Küstahça üstüne basarak çıktıkları. Ama en çok onu sevenler ezildi bu dağın eteklerinde. Onun için gözyaşı dökenler oldu. Ama o zirveye bakıyordu görmedi gözleri yaşları. Şimdi zirvede işte mutlumu kimse bilmiyor. O zirvede yalnız burnu düşse almayacak yerden bunu o da biliyor. Aynı zaman da bencil. Yanına kimseyi almamış kim verecek ona düşen burnunu. Bir ara niyetlenmiş tutmuş birinin elinden. Gel birlikte çıkalım demiş. Yok, biraz yürüseler de dayanamamış bırakmış patikanın birinde. Gene yalnız bay kibir. Artık sadece yalnız değil aynı zamana da terk edilmişte. Terk edilişten biraz sonra durmuş, yorulmuş ta. Ama yol uzun zirveye ulaşmalı. Ağlayıp gözyaşlarıyla yüzünü yıkadıktan sonra devam etmiş yoluna. Canından olacaksa da yolundan dönmemeye yeminliymiş. Sonra zirveye daha çok var o vakitler. Biri dokunmuş eline. Dönüp bakmış kimse yok. Tekrar dokunmuş el. Gene dönüp bakmış kimse yok. Meğer baktığı yer hala zirveymiş dokunulduğunu hissediyor ama gözü hep zirvede göremiyor dokunanı. Sonra bir aralık gözlerin yer ilişiyor. Kocaman kocaman gözleri olan, kirpikleri kaşlarına karışan bir kız. Beni diyor beni al. Birlikte çıkalım. Ama kızın bu isteği kabul edilmiyor. Çünkü yeterince beğenmiyor kendini. Kibri hiç yok. Dokunsa karıncadan küçük, ağlasa damladan az. Gülse ses den uzak bir kız işte. Ne işi var Kaf dağının zirvesinde. Ama sevdiği adam oraya gidiyor ya o da gitmek istiyor. Önceleri sevdiği adam izin verir gibi olmuş. Bir kaç adım atmışlar birlikte. Sonra adam terk edildiği için terk etmesini düşünüp bırakmış kızı. Patikada falan da değil dümdüz bi yerde ayazın güzün tam kucağına bırakıp gitmiş. Kız küçük; "canın sağ olsun" diyemeyecek kadar küçük. Nefret etmeye kalsa kıyamaz. Bir of çekse Kaf dağı yıkılır sevdiğinin yolu yarım kalır. Ve sonunda bi ah etmiş. Demiş ki; vardığın zirve olsun, bulduğun mutsuzluk olsun. Kız ağlamış biraz arkasından gitmiş. Peşine takılmış bi süre sonra kaybedince onunla yürüdüğü yolların izi kaybetmemek için geri dönüp yollara birlikte bastıkları topraklara dokunmuş. Oysa kendini kandırıyormuş dokunduğu onların toprak değil. İşte az önce rüzgar önüne katıp götürdü toprağı. Kız gerçeği görünce kızmış. Sonra geri dönmüş hiç sevilemediği sevdalısının ardından ağıtlar yakmış.

Evet artık Kaf dağının zirvesinde bi villası var. Geride ise bir terk edilişi bir terk ettiği var. Mutlumu değimli kız nerede ne oldu bilen yok . Kaf dağının zirvesinde burnuyla birlikte bir villası var yüreğinde yara izleri ve bıraktığı yaraları var.

(Hastalıklı duygulara…)

Kübra Albayrak


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Gamze Aytekin

 Kahveci : Gamze Aytekin


  İTHAF

Bir masa bir sandalye.. Sandalye boş, sen masanın üzerinde bağdaş kurmuşsun.. Bir elinde sigara, diğer elinde şarap kadehi.. Fon da Mazlum Çimen 'Mem Ü Zin', karşımda sen.. 'Kızım' diyorsun, 'seni ben öldürmedim' diyorsun.. Eh daha ne desen boş artık biliyorsun benim halimi, görüyorsun gözlerimdeki yaşları..

Bir gece önceydi biliyorum, cumartesi'yi pazar'a bağlayan geceydi. Sadece ufak bir merhaba demek yeterliymiş senin ruhunu görmeye yada ben görebilmeyi başarmışım senin ruhunun mükemmelliğini.. Kayıt etmiş zihnim bütün konuşmaları, tamam demişim işte bu adam, işte bu adam demişim geçmişin tozlu sayfalarında kendini saklayan mücevher, artık hepsinin öldüğüne inandığım sevgi ve aşk tanrılarının yerine gelen ilah bu adam işte.. Ben kendimi en yalnız ve en derinlere iterken tanıdım seni, yalnız sanırdım kendimi bu cehennemin içinde ama yanıldığımı anladım cumartesi'yi pazar'a bağlayan o gece.. Mazlum Çimen, Atilla İlhan, Nazım Hikmet derken baktım ki sen uyanıyorsun, gördüm ki sen yakıyorsun tozlu sayfaları.. Sen savaşmaya karar verirken ben anlıyorum ki aslında bende savaşmaya karar vermişim, hazır bulmuşken senin gibi bir 'ilahı', uyan diyorum Gamze, uyan ki sende yak tozlu sayfaları..Yak ki; meydan kalmasın safsatalara, yak ki; meydanı dolduran cehalet geri dönsün kabuğuna..

Kızım; benim canım 'kızım', seni unutmuşum ben uzun zamandır.. Ben seni unutunca sen uzaklaşmışsın benden haklı olarak.. Ama biliyorsun işte, biliyorsun elimde değildi.. Hani derdim ya geçecek, düzelecek her şey diye, inan artık geçti, inan artık düzeldi.. Aslında hiç unutmadım ben seni, hep yüreğimin en derinlerinde sakladım seni, ama zaman gerekiyordu, çaba gerekiyordu seni su üstüne çıkarabilmem için.. Biliyorsun ölü gibi yaşıyordum bana hiç yakışmayan bir biçimde. Ama artık geçti, artık inan ki geçti.. Tekrar gülümseyeceğiz hayata ve tekrar uçurtmamızı uçuracağız gökkuşağı'nın en uç noktasına, en rengarenk en alacalı yerine doğru..

Sormakta haklısın nasıl diye, neden diye.. Aslında söyleyecek fazla bir şey yok.. Bir abi tanıdım, sana bu 'yazı'yı yazmamı sağlayan, seni bana hatırlatan bir abi.. Bu yazı'yı sana da ithaf etmek isterdim ama bu yazı sende takdir edersin ki onun hakkı.. Seninle kavuşmamızı sağladı tekrardan az şey mi bu? Tanısan sende seversin onu.. O bir ŞAİR! Kocaman bir şair, yazının başında da yazmıştım ya hani o bir 'ilah' diye.. Bir şiir yazmış 'Kızım' adlı, aklıma seni düşürdü, bitmek bilmedi içimdeki azap, bitmek bilmedi aslında senin var olmadığın gerçeği.. Ama umut vaat ediyor insanlara, gelecek var diyor, düzelecek diyor, geçecek her şey diyor.. İnandım ona, inandım her şeyin düzeleceğine, Tanrı'nın sırayı bize bıraktığına inandım.. İnandım kızım, inanmasam hala yazamazdım sana, inanmasam çıkartamazdım seni su yüzüne.. Sen şimdi yoksun ya ama biliyorum senin varlığın illa ki fiziksel değil.. Sen buralardasın ve aslında zamanını bekliyorsun.. Senin gelişin çiçeklerin yeniden açması ise, ağaçların dillenmesi, martıların çığlık atması ise geldiğin mevsim kış olsun, kış olsun ki bütün cihan anlasın senin yaşama merhaba dediğini.. Kışın ortasında açsın çiçekler, kışın ortasında dillensin ağaçlar, kışın ortasında çığlık atsın ki martılar tüm cihan desin: Binsu aramıza katıldı..

Bir masa bir sandalye.. Sandalye boş, sen masanın üzerinde bağdaş kurmuşsun.. Bir elinde sigara, diğer elinde şarap kadehi.. Fon da Mazlum Çimen 'Mem Ü Zin', karşımda sen.. 'Kızım' diyorsun, 'seni ben öldürmedim' diyorsun.. Eh daha ne desen boş artık biliyorsun benim halimi, görüyorsun gözlerim deki yaşları…

Gamze Aytekin


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


8,208,208,208,208,208,208,208,20
5 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Mete Çağdaş

 Kahveci : Mete Çağdaş


  AL ÇİKOLATAMI VER BANKANI, DİYARBAKIR AMED OLSUN !

Türkiye'nin şekerleme devi ÜLKER,
Avrupa'nın şekerleme devi GODİVA'yı satın aldı ya
Medya havalara girdi!..
Ne imiş efendim
" Türkiye'nin sanayisi ve dolayısıyla da işadamları,
artık Avrupalı meslekdaşlarıyla boy ölçüşür durumda"
imiş !..
Hadi ya!
Çikolata ile çocuk mu kandırıyorsunuz?
Biz dışarıda aha böyle çikolata,
ya da sütyen külot sanayisine girebiliriz ancak
Var mı sanayicilerimizden bitanesinin bir banka satın aldığı?
Siz İngiliz ve Yunan'a bankalarınızı satın
Ondan sonra gidin Avrupa dan çikolata alın...
Bu şekerli büyüme,bir acı kahve üzeri su içirir bize su...
Oysa ülkemizdeki ulaşım ve
Bankacılık sektörüne yabancı sermaye girmiş durumda
Eee...
Sen Avrupa'nın neresindesin?
"Niğde'li Sami ile çöplüğünde
Ağrı'lı Şehmuz ile de barlarında..."

Yapmayın efendiler;
Siz ancak bi paket çikolata ile,
alıp başınızı bankaları tebriğe gidin!
Avrupalı sanayici ile boy ölçüşmek bu ise
siz kısa kalırsınız kısa, hem de bu alemin en cücesinden!..
Bir ülkenin Bankası ile iletişim sektörü,
kendi vatandaşına yabancılaşmış sa
o ülkenin çikolataya değil,bilakis
milli ruha ihtiyacı vardır!
Bilmem anlatabildim mi dostlar???
Neyse,
şimdi gelelim şu Diyarbakır isminin Amed olma işine
Akıllının biri refarandum ile
Diyarbakır ilinin adının değiştirilip, Amed olabileceğini belirtmiş
" Kaleden uçuver,gel ağzıma yapıver! "diyor işte
Hemde bunu söyleyen ve öneren o zaat,
siyaset bilimcisiymiş...
Zaten bu ülkenin başına ne geldiyse
Siyaseti Bilim (ce) gibi çözenlerden gelmiştir!
Irak'ın Kuzey bölümüne
"Kuzey Irak" tanımlaması yaparak,
sanki ayrı bir ülke varmış havasını veren de
Aha bu siyaset bilim (ce) çözerleriydi işte !..
Ne kuzey ırak'ı kardeşim???
Irak'ın kuzey bölümü orası
Bizim buranın güneydoğusu gibi
İl ilçe ve köylerden oluşan bir bölge
Barzani de maaşını bizim verdiğimiz oranın muhtarı işte

Mete Çağdaş
mettecagdas@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
6 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Banu Chouard

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.800 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


"ŞİİR(İN)DEN YAKALADIM HAYATI"

rüzgârın sığınağı saçlarına
dokunamadım
bir türlü.

mültecilere
erzak
taşıyan
kirli saçlı
ak sakallı
bir genç
ama
bir o
kadar
da
geç
katilim oldum
sonunda.

sonunda
şiir
(in)
den
buldum
hayatı.

Mahmut İletmiş

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu


ben.sen.o@kahveciyiz.com

Böyle bir adresiniz olsun ve Google rahatlığıyla kullanayım diyorsanız, adınızı soyadınızı ve kullanmak istediğiniz kullanıcı adını editor@kmarsiv.com adresine yollayın. Hemen alıp 5 GB kapasite ile kullanmaya başlayın. Neye benzediğini gmail.com adresi kullanan arkadaşlarınıza danışabilirsiniz.

Tamamen ücretsiz, sadece siz kahvecilere özel.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Sadece perşembe günleri yayınlanan haftalık bir e-dergi http://lecool.com/cities/istanbul/newsletters/current.html Format olarak biraz sıra dışı ama tarzını seveceğinizi düşünüyorum. Üye olduğunuz takdirde her hafta perşembe günü mail adresinize gönderiliyor. Keyifle okuyabileceğinize inanıyorum.

http://www.jurnal.net/ Gazete okuma alışkanlığımızın azaldığı günümüzde haber alma kaynaklarınıza bu web sayfasını da ekleyebilirsiniz. Ama ne kadar zorlasanızda bilgisayarınız hala gazete gibi kokmuyor. Sayfa çevirirken kağıt sesi duymuyorsunuz, en fazla bir tıklama sesi o kadar. Elinize bulaşmayan mürekkep lekesini de unutmayın lütfen. Tabiki bunların hiç biri olmazsa olmazlarımız değil ama neyse...

http://www.falling-sand-game.com/ Bilgisayarınız ve internetiniz varsa ilginç oyunlar elinizin altında demektir. Bu web sayfasını verdiğim oyun, basit ve anlamsız görünse bile sınırları zorlayan hatta sinirleri geren bir oyun. Oyunu anlatmayacağım. Bir kaç denemeden sonra öğreneceğinize eminim.

http://www.oyunlar1.com/games.php?flash=1096 Malum yeni yıl geliyor. Bu web sayfasında da noel baba kızdırma oyununu oynayabilirsiniz.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.8.3683 / Windows / 4.48 MB http://www.gomplayer.com/down/GOMPLAYERENBETASETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Brother Louie
Modern Talking









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20071225.asp
ISSN: 1303-8923
25 Aralık 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com