Eğitim Gönüllüleri Vakfı



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 7 Sayı: 1.422

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 21 Nisan 2008 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Sarı kızın ettiği!..


İyi haftalar,

Sanki yaz geldi değil mi? Dün yolu sahile düşenleriniz olmuştur mutlaka. Bostancı'dan Kartal'a kadar ocakbaşı gibiydi ortalık. Mangalını kapan çimlere atmıştı kendini. Bunca problemin arasında hoş bir rahatlama yöntemi olsa gerek. Bana, imrenerek yanlarından geçmek düştü, ama mutluyum hiç olmazsa başka düşen şey olmadı!.. Bilseler onlar da bana imrenirdi. Bir gece evvel, Kahve Molası'nın eski ama tembel müdavim dostlarıyla birlikte felekten bir gece çaldığımızı, altıncı yaşımıza kadehler kaldırdığımızı bilseler gıpta ederlerdi. Hepsini çok özlemişim, iyi ki varlar, iyi ki varsınız, sağolun varolun.

...

İnanılır gibi değil. Sarı kız bir laf etti, neredeyse bir aydır herkese dert oldu. Ne çok yaramız varmış, ne de çok gocunurmuşuz bu tür laflardan da bilmezmişiz. Tam unuttuk derken, saklandığı yerden çıkan Tayyip Bey gene dolamış diline güzel kızımızı. MÜSİAD (Müslüman Sanayici ve İş adamları Derneği) kongresinde sanırım, "Eğer oy vermedeki eşitliği vatandaşın elinden alırsanız orada demokrasinin hiçbir çeşidinden bahsedilemez." buyurmuş Tayyip Bey. Konunun yersizliğini ve saçmalığını bir kenara koyup, bu cümleyi ciddi ciddi yorumlamak gerekirse, en başta şunu söylemek lâzım herhalde. Bir parti genel başkanı olarak, mevcut seçim sisteminde, bu cümleyi kurabilecek en son kişi sizsiniz Tayyip Bey. Şimdi muhatabım o olduğu için Tayyip bey dedim yoksa tüm genel başkanlar için aynı şey söylenebilir. Değilmi ki, bir vekil adayının seçilip beni temsil edebilmesi genel başkanın iki dudağı arasındadır. Değil mi ki, tek turlu seçim sisteminde, kalabalık yerle tenha bir şehirde adam başına düşen vekil sayısı küçük şehrin lehinedir. Değilmi ki, Ardahan'da 20.000(yirmibin) oy bir vekil ederken, İstanbul'da bir vekil için en az 100.000(yüzbin) oy gerekir. O vakit nasıl olur da rahatlıkla oylar eşittir diyebilirsiniz? Oy ibresi Aysun Hanım kızımızı haklı çıkarır şekilde çobandan yanadır. Hiç şüphesiz her oy kutsaldır ve aynı değerdedir. Ama mevcut sistemi dengesiz hale getiren, ellerinde olduğu halde düzeltmeye yanaşmayan, baraj nedeniyle milyonlarca oyu heba eden düzen partilerinin ve onların genel başkanlarının, bu tür cümlelerin ardına saklanmaya hiç hakları yoktur.

22 Temmuz'da aldığı %46.6 oyu, her fırsatta, yaptığı her işi meşrulaştırmak için kullanan bir başkanın başka bir cümle kurması beklenmemeli tabi. Bu kadar oyla nasıl olur da, bırakın kapatma davası açmayı, eleştirilebilirlermiş. Bir de bunu AB'li ve ABD'li dostlara tasdik ettirme çabaları yok mu, tam evlere şenlik. Yahu kelin merhemi olsa kendine sürer. Fransa'da seçilen Sarkozy'den, manken eşinden Fransızlar pek mi haz duyuyorlar? İtalya'da hakkında türlü yolsuzluk davası olan, Tayyip Bey'in kanka kirvesi Berlusconi İtalya'nın yükseliş umudu mu? ABD'de ikinci kez seçilen Bush'un eline bulaşan milyonların kanını hangi deterjan temizler acaba? Yani demem o ki, tekrar tekrar seçilmek insanı ya da partiyi dokunulmaz yapmaz. Aslolan devlet adamlığıdır. Onu da bulmak mükünse tabi!.. Esenkalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


 Kahveci : Murat Tahtacı


BEN ÖLMEDEN ÖNCE

Birkaç dakikadır kulaklığımda soluyor Demir Demirkan. Ilık nağmesi ise "Ben Ölmeden Önce" adlı parçasına ait. İçimdeki yazma arzusunu tümüyle kusturmayı başardı sabaha karşı bu saatte. Aylardır elime almadığım benliğim meğer o kadar açmış ki benden kurtulmaya... Toparlayamıyorum bile cümleleri.

Bugün perdesini kısa süreliğine araladığım memleket sahnemde 9. günüm. Sinop'un her saniyesinde, buradaki yalnızlığı bile kalabalıkça hissetmenin tadına hala ulaşabildiğimi söyleyemem. Kısalan gündüzlerin yaşanılır kısımlarını daraltan gece vardiyalarına ara vermeyi o kadar çok istiyorum ki, sanırım bu gece son kez geç yatacağım. Halbuki en büyük arzum uyumaktı buraya gelmeden önce. Ama gel gör ki uyutmuyor kimi meçhul düşünceler… Asparagas olmak mıdır nedir özü bilinmez ama yorulduğum kanaatine o kadar vardım ki, insandan uzak bir yaşam arzusu gözlerimde şu sıralar tüten. Sadece yaşamak için gerekli birkaç materyal ve doğayla baş başa ömrün geri kalanı. Koşulsuz bir tercihe sokulduğunda içinden çıkılası zor hallere sürükler insanoğlunu. Hani deriz ya "giden bir pişman, gitmeyen bin"… Benimki de o hesap sapsız balta bir öneri… Tut tutabilirsen. Neyse, şimdilik kalalım toplu haldeki yerleşik hayatta.

Kendine kızan insanlara anlam vermem hiç. Hele ki pişmanlıklarıyla göğü delmeye çalışanları da boğasım gelir. Kontrolden çıksa da yaptığın&istediğin "yine de sen yaptın be kardeşim" demeyi akıl edemez mi kafalar! Yanlış da olsa bilinciyle güzeldir. Güzelliği ise bilincin yalınlığıdır gördüğümüzde… Peki bu kızdığı pişmanlık komedyası karakter ta kendisiyse insanın… Ne halt eder? İşte bir düğüm size, hem de en gemicisinden. Alın kurcalayın, dişleyin, tırtıklayın. Çözeceğinizi umduğumdan değil, mücadelenizi merak ettiğimden bu önerim. En iyisi verin geri, ben devam edeyim… Önce şu gözyaşını ele alalım: Nedir gözyaşı? Duygusallık mı? Ya da zayıflık? Veyahut merhamet. Hiçbiri aslında. Gözyaşı mücadeledir insanı içten içe saran. Annenin yavrusu için ağlaması da bu mücadelede saklıdır, bir sevgilinin giden aşkı için döktükleri de... Peki özgürlük nedir? İşte en can alıcı soru mu diyorsun içinden? Şuna inanıyorum ki, özgürlüğü kısıtlanamayan tek şey sadece "beyin" günümüzde. Kısıtlanmayan demiyorum özellikle; kısıtlanamayan. Çünkü her şeyin serbest olduğu bir özgülük tadını veremez insana. En azından mahrem bölgesini kapatmazdı atalarımız, dinleri ve diğer normları varsaymazsak. Beyinde ise bilinçaltı engeller özgür düşünceyi, o da yine normların getirisidir. Bir şekilde dış dünya kadar dış etkenlerle zımparalanmaz ya ona bak diyebilir de insan.

Bu iki kelimenin bendeki yerini o kadar kısa özetlemek isterim ki; "bugünkü ben" demem yetebilir mi, inan anlayabildiğimi söyleyemem. Gözyaşı ve özgürlük… Son birkaç aydır kişiliğimle bir hayli örtüşmeye başlayan kavramlar oldular. Mücadeledeki bedenim ise hiçbir tarife sığmaz şu saatte. Yine bir yol gözüküyor önümde… 9. gününde hâla ilk günkü hızı yaşadığım kentiminse benden elini ayağını çekmesi ayrı bir dert. Geceleri gökyüzüne baktığımda gördüğüm yarım bir ay, ve örtüsü karanlığın ta kendisi bir sema. Yine mi duruluyor sakinlik, hangi bilinmezlerdeyim… Ah bilsem…

Tek bildiğim gözümü kırpmadan çemberinden çıktığım hayatların kırıntıları aslında. Belki de kabullenmiyor içimde bir yer.

Ya da cidden öldük de, yaşıyor taklidi mi yapıyoruz?

Namazımı kılanlar…

Sağ olsunlar…

Murat Tahtacı


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


[Henüz Oylanmamış]
0 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Ali Altan


Kızları da alsınlar artık askere

Bir başka amaç ile istemişti Erkin Koray, kızların askere alınmasını. Bir erkek sürüsünün onlarsız yapamayacaklarını bildikleri için dile getirmişti o dönemler. Zaten günümüzde de bunu dile getiren olsa olsa tüm erkekler ve bir kaç bayan belki.

Her ne kadar altında yatan neden farklı olsa da hani neden olmasın demek geliyor içimden.

Ülkemiz coğrafyası çok büyük farklılıklar gösteriyor doğusundan, batısına; güneyinden, kuzeyine. Bu coğrafya üzerinde aynı oranda birbirinden farklı o kadar da kültürel çeşitlilik bulunmakta. Hangimiz ne kadarının farkındayız?

Tüm ömrü boyunca doğduğu köyden çıkmadan ölen kaç kızımız olmuştur, hiç düşündünüz mü? Hiç düşündünüz mü elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemiş kızlarımızın köylerinde yaşam mücadelesi verenler için yaptıkları feminizm savaşının tutarlılık derecesini? Ya siz, televizyonunuzun dışında Anadolu'dan veya Trakya'dan bir köye gittiniz mi?

Bu yazımı okuduğunuza göre ya evinizde bir bilgisayarınız var ya da size bunu bir şekilde ulaşmasını sağlayan bir belge geçer. Yani paranız var. Biraz da zamanınız olduğunu düşünelim, düşünelim ki ülkenizde birkaç yeri de turist olarak gezdiniz. Hatta hızınızı alamadınız başka ülkelerin topraklarında turist oldunuz ve tanıdınız o topraklarda yaşayan insanlardan bir kaçını.

Aynı toprak üzerinde yaşayan farklı kültürel yaşama sahip olan insanlar ancak belirli ve ortak ülkü ile yurttaş olabilirler. Her birinin ortak çıkarı onları yurttaş yapar. Bu yurttaş topluluğu da ulus devleti kurar. Tek devlet, tek bayrak, tek millet.

14-15 yaşlarında evlendirilen kaç kızımız olduğunu biliyormusunuz. Zorunlu olan (ne kadar zorunlu olduğu da tartışılabilecek bir durumdur) ilköğretimin tamamlanmasını dahi güçlükle bekleyen ebeveynlere ne kadar karşı durabilmişlerdir.

Çok yaygın bir deyiş vardır evlenmek isteyen genç erkekler için "önce askerlik". Bu nedenledir ki 20 yaşın altında evlenen erkek sayısı çok azdır. Ya kızlar için de aynı şey söylenmeye başlarsa?

Büyük şehirlerde doğmuş el bebe, gül bebe büyütülmüş bir genç kızın eşinden boşandıktan sonra kendi ayakları üzerinde ne kadar durabildiğini düşünüyorsunuz? O zaman kadar ekmek parası kazanmak için hiç kimsenin ağız kokusunu çekmek zorunda kalmamış ki (eşi hariç). Hep kendi söylediğinin doğru kendi isteklerinin ve ihtiyaçlarının vazgeçilmez olduğunu düşünen insan hiçbir arkadaşı için bunlardan vazgeçmek zorunda kalmış mı ki?

Hayatında dağ görmemiş bir insana ülkesinin dağlarının önemini korunması gerektiğini ve aynı şekilde deniz görmemiş birine ne kadar anlatabilirsiniz. Ömrü boyunca ezilmemiş bir kadına ezilmişliği ne kadar anlatabilirseniz işte o kadar.

Yapılması mecburi olan herşeye karşı bir anti-pati duyar insan. Yapmak içinden gelmez. Eziyetten başka bir şey değildir bütün bunlar. İnsanın yapası varsa da yapmayacağı tutar. Ama bazı zorunluluklar vardır ki gerçekten zorunluluktur. Öğretmenlik, savcılık, doktorluk gibi istihdam sıkıntısı yaşanan mesleklerde rotasyon zorunluluğu olmasaydı eğer kim gidecekti gidilmek istenmeyen yerlere.

Yokluklar, yoksulluklar içerisinde ezilmeye mahkum olmak onların alın yazıları mı? Alın yazıları mı karın ağrısından ölmek. Ölmese de mahkeme yerine cezasını kesen töre alın yazıları mı? Bir kısır döngüdür yaşanan, ben gidip görmeyeceğim onların nasıl yaşadıklarını bilmeyeceğim. Zaten onlar da benim nasıl yaşadığımı bilmiyor ne zararı var mı diyeceğim. Yoksa onların benim yaşadıklarımı, yaşadığım yerleri çektiklerimi görmesi ve benimle kol kola aynı savaşı vermesini mi sağlayacağım? Böyle gelmiş böyle gitsin mi diyeceğim?

İçeriği ve süresi tartışılabilecek (uzlaşı sağlamak adına) mecbur tutularak tüm ayrıntıları ile düşünülerek hazırlanmış kısa süreli kızların askerliğinin neleri değiştirebileceğini, nelerin başlangıcı olabileceğini lütfen hayal edelim.

Aslında bunları düşünmemişti o şarkının sözlerini yazarken Erkin Koray. Ama ben şimdi inanarak ve detekleyerek diyorum ki "kızları da alın artık askere".

Belki böylelikle kurtulabilirler, yobazların ellerinden, belki böylelikle kurtulurlar el bebe, gül bebe yetişmekten, belki böylelikle kurtulurlar 15 yaşında anne olmaktan.

Ali Altan


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Atıf Yıldırım


Çok Kabaymışım, Öyle Diyorlar!

Şimdi burada 'sana kabasın diyen halt etmiş, kimmiş o kendini bilmez' diyebilirsiniz (ki kuvvetle ihtimal öyle olacağını tahmin ediyorum.) ama öyleymişim efendim. Bakın anlatayım...

Geçtiğimiz günlerde MSN Messenger üzerinde ilginç bir olayda rol aldım. Mail adresinden bayan olduğunu tahmin ettiğim birisi beni listesine eklemiş, ben de kimdir bu (her zamanki merakımla) diye kabul ettim. Velhasıl kelam bu arkadaşı yaklaşık 20 gün boyunca hiç çevrimiçi göremedim. Yine bir akşamüstü Messenger'a giriş yaptığımda çevrimiçi olarak yakaladım bunu ve kim olduğunu öğrenmek maksadıyla selam verdim. Buyurun aşağıda bu olayda geçen konuşmalar.

Y = Ben
X = Karşıdaki kişi.

Y - Selam
X - Kimsin?
Y - Valla aynı şeyi bende sizin için merak ediyorum. Beni listenize eklemişsiniz! Siz kimsiniz acaba?
X - Ben kimseyi eklemedim!
Y - Tabii ben de adresinizi kafamdan uydurup eklemiştim zaten! Siz eklediniz beni listenize ben de kabul ettim ve yaklaşık 20 gün oldu yeni çevrimiçi görüyorum sizi.
X - Ya ben kimseyi eklemedim be. Sen kimsin, adresimi nereden buldun? Listemde bile yoksun birden bire çıktın karşıma selam diyerek!
Y - Bakın beni siz eklediniz! Üstelik kim olduğunuzu bilmediğimden dolayı hala listemde kategorilerin dışında duruyorsunuz! Belki ekledikten sonra silmiş olabilirsiniz. Hatırlamamanız gayet doğal.
X - Hayır ben eklemedim.
Y - Pekâlâ. Tamam... Bir şey demiyorum daha.
X - Madem beni tanımıyorsunuz ve de listenizde kategori dışıyım, silin o zaman beni o kategorisiz yerden! Ve beni bir daha rahatsız etmeyin!
Y - Emin olun sizi listemden sileceğim ve bir daha rahatsız etmeyeceğim. (gayet kibar bir şekilde alttan alıyorum)
X - ÇOK KABASIN!!!!
Y - Niye? Rahatsız etmeyeceğim dediğim için mi?
X - BYEEE!
Y - Sana BYEE, aaa engelledi??

Atıf Yıldırım


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  DERYA GÜLÜ VE ZEYNEP ULUDÜZ'ÜN BAŞARISI

Gönülden inanıyorum ki milletçe sanatla bir yerlere geleceğiz. Edebiyatla, tiyatroyla, mimariyle… Milli benliğimizi ancak bu şekilde bulabiliriz. Özümüze dönerek, kültürel değerlerimizi koruyarak… Sanat dallarının içinde tiyatronun apayrı bir yeri ve önemi vardır. Atatürk'ün dediği gibi "Tiyatro bir milletin kültür seviyesinin aynasıdır" Bizler bu aynaya bakarak hangi noktada olduğumuzu görecek, geçmişle bugün arasında kıyas yapma imkânı bulacağız. Tiyatro bizi hayata bağlayacak, kendimizi bir de perdede göreceğiz.

Tiyatro, sevdiğim sanatların başında gelir. Çünkü tiyatroda daima kendimden ve yaşadığım çevreden bir şeyler bulurum. 14 Nisan 2008 Pazartesi günü Trabzon Devlet Tiyatrosu Haluk Ongan Sahnesi'nde güzel bir tiyatro oyunu seyrettik. Trabzon Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü onca işi arasında tiyatro sanatını da unutmamış, kurum bünyesinde tiyatro kursu açmış, gençlere tiyatroyu öğretmiş, sevdirmiş; bununla da kalmamış, bir oyun projesiyle Trabzonlu tiyatro severlerin karşısına çıkmışlar. Yani kurs meyvelerini vermeye başlamıştır. İşte bu kursun meyvesi olan "Derya Gülü" isimli oyun sahnelendi tiyatro binasında. Usta yazar Necati Cumalı'nın çok sevilen ve defalarca oynanan oyunu bir kez de amatör tiyatrocular tarafından oynandı. Oyunu değerlendirmeye geçmeden evvel değişik zamanlarda değişik tiyatro grupları tarafından oynanan oyunun konusuna değinelim:

"Derya Gülü, yaşlı bir kaptanın karısı ile yasak aşk ilişkisi yaşayan bir denizci gencin öyküsü… Meryem'in yaşlı kocası Haşim Kaptan sürekli içmektedir. Karısı ise geçimlerini temin etmek için yakınlarındaki zengin bir evde hizmetçilik yapmaktadır. Yoksul yaşamından kurtulmak için bir yol bulmaya çalışan Meryem, bir ara Sinan adlı bir gençle tanışır. Sinan, gün geçtikçe çöken Haşim Kaptan'ın kendisine yardımcı olarak bulduğu bir gençtir. Bu arada mahallede Meryem'in Sinan'la seviştiği söylentileri çıkarılır. Sinan dedikodulardan kendini kurtarmak için evi terk etmek ister. Meryem ise Sinan'ın gitmesine engel olmaya çalışır. Kocasını öldürmeye karar verir. Meryem'i çok seven Sinan, böyle bir karara karşı çıkıp engeller. Ama sonunda Haşim Kaptan geçirdiği bir kalp krizi sonucunda ölür."

Ege kıyılarında küçük bir yerleşim merkezinde, yaşlı bir balıkçının, evli olduğu genç karısıyla aralarındaki geçimsizliğin yol açtığı dramı anlatan oyunda insan psikolojileri ön plana çıkarılmakta, duygular oyunun çekici akışı içinde ustaca işlenmektedir. Oyun, üç kişilik bir kadroyla sınırlı dekor, ışık, ses, kostüm desteği altında oynanmaktadır. Oyun boyunca sade dekor hiç değişmemektedir. Dalga ve rüzgâr sesinden başka ses efekti de kullanılmamaktadır. Kostüm değişimi sadece bir sahnede bir oyuncu tarafından sadece bir kere yapılmaktadır. Işık efekti gece - gündüz ayrımı dışında yoktur. Derya Gülü her yönüyle sade ve samimi bir oyun görünümünde. Oyun, toplum hayatından bir kesiti yansıtıyor. Aslında bizler yaşadığımız hayat içerisinde bunları zaman zaman yaşıyor ya da gözlemliyoruz.

Trabzon Halk Eğitim Merkezi tarafından sahnelenen Derya Gülü oyununda Zeynep Uludüz, Tarık Semerci ve Levent Çağlayan rol aldılar. Aslında üçü de amatör ruhla bu işi yapmalarına rağmen hepsi de çok başarılıydı. Gerçi Levent Çağlayan sekiz yıldan beri amatör tiyatro yapıyor. Tarık Semerci ise henüz bir üniversite öğrencisi… O da Trabzon Umut Tiyatrosu'nda amatörce bu işle uğraşıyor. Hepsi de güzel ve başarılı roller çıkardılar. Fakat benim en çok dikkatimi çeken Trabzon Lisesi'nde İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan Zeynep Uludüz oldu. Zeynep tiyatroyu çok seven genç bir öğretmen… Fakat bu konuda fazlaca deneyimi yok. Sınırlı bir zamanda, onca iş arasında bu oyuna baş koydu ve gerçekten çok başarılı bir oyun çıkardı. Ben Zeynep Hanım'ı sahnede seyredince kırk yıllık bir tiyatrocu gibi başarılı ve profesyonel buldum. Ses tonu, jestleri, mimikleri, olayları yaşar gibi yansıtması, sahneyi ustaca kullanması ve amatör heyecanı her türlü takdirin üzerindeydi. Kendisini kutluyorum. Zeynep'in bu işin peşini bırakmaması gerekir. Onda önemli bir tiyatroculuk yeteneği var. Bu yeteneğin zayi olması sanat adına bir kayıp olur.

Oyunu yöneten İbrahim Kavzoğlu, dramaturg Hasan Kavzoğlu ve diğer kişiler yaptıkları işlerin hakkını fazlasıyla verdiler. Hepsini yürekten kutluyorum. Bize iki saat boyunca güzel dakikalar yaşattılar. Bu gibi faaliyetlerin devamını diliyorum.

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


[Henüz Oylanmamış]
0 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Sevgili koçlar yeni haftanızda mutlulukları doyasıya yaşayacağınız günler sizleri beklemekte. Ruhsal olarak hareketleneceksiniz. Eğer duygusal bir probleminiz varsa bunun güzel bir şekilde çözüleceğine kesin gözüyle bakabilirsiniz.



BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Yeni haftanız sizlere rahat bir yere seyahati veya denizaşırı bir ülkeden gelecek misafiri göstermekte. Zaten bir çevre değişimini uzun zamandır arzu etmekteydiniz. Bu ilerlemeler sonucunda zor bir dönemin sona erişini görecek ve tekrar yükselişlere geçeceksiniz.



İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Sevgili ikizler yakın zamanlarda vermiş olduğunuz mücadelelerin mükâfatlarını alacağınız güzelim bir haftaya girmektesiniz. Çok yakında zor durumlardan kesinlikle kurtulacaksınız. Başkaları ile akıllı ve diplomatik ilişkiler sürdürmelisiniz. Başarının anahtarı da burada zaten.



YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Yeni keşfedeceğiniz bir yeteneğinizi meslek alanında kullanacaksınız sevgili yengeçler. İşte bu yeteneğiniz ve tecrübelerinizin ışığında memnuniyet verici gelişmelere kavuşacaksınız. Süreklilik tek parolanız olsun ve böylece uzak hedeflerinize bir adım daha yaklaşmaya bakın.



ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Yeni haftanızda son derece kararlı olmalısınız sevgili aslanlar. Yorucu ama bir o kadar da yüceltici özellik taşıyan bir projeye odaklanmanın tam zamanı geldi. Tüm verileri toplayın ve gecikmeden harekete geçin. Gizli güçlerce korunmaktasınız unutmayın.



BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Sevgili başaklar yeni haftanızı kendinizi içinizdeki kargaşa ve endişelerden arındırmak için kullanmalısınız. Ancak bu şekilde yeniliklere kapıları açabileceksiniz. Eski ve gereksiz şeyler kesinlikle yok edilmeliler. Şafak aydınlığı yakın ama sizlerde kendinizi yenilemeye yeminli olun.



TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
Sevgili teraziler yeni haftanızın renk kuşağı oldukça zengin. Ancak kronik bir takım olumsuzluklarda zihinlerinizi meşgul edecek.. Bunları örtmeye kalkışmayın sakın. Aksine onlara sahip çıkın. Şaşkınlıklara takılı kalmayın. Gelecek günlerde bir bilmeceyi nihayet çözeceksiniz.



AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Sevgili akrepler ticari bir olaydaki çabalarınızın karşılıksız kalışlarına takılmayın. Yeni haftanızda hızlılık özelliği taşıyan alışılmadık stratejiler geliştirmelisiniz. Enerji dolu oluşunuz sizler için büyük bir kazanç. Yeniliklere yönelin. Para konusunda haberler var.



YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
Sevgili yaylar yeni haftada birileri fikirlerinize çok samimi destekler verecekler. Beklenmedik bir başarıya böylece uzanmak şansını yakalayacaksınız. Yenilenmiş düşünceleriniz sayesinde heyecan verici anları yaşayabileceksiniz. Yinede aceleci kararlardan kaçınmaya gayret edin.



OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
Sevgili oğlaklar yeni haftanızda projeleriniz için gerekli disipline ve yaratıcı enerjilere sahip olacaksınız. Bu arada muazzam bir teklifle karşılaşmanızda an meselesi. Emin olduğunuz şeylerde durun ve gerekirse karanlığa atlamaya cesaret edin. Şanslar kapılarda unutmayın.



KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Sevgili kovalar gelecek günlerde geçmişteki çalışmalarınızın meyvelerini toplayacaksınız. Ama bunun da ötesinde projelerinizi bir adım öteye taşımaya odaklanmalısınız. Sadece sürekli bir çalışma ile başarı gelecektir. Takdir ettiğiniz eski bir dostunuzla karşılaşacaksınız.



BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Sevgili balıklar yeni haftanızda mesleki ilerlemelerin gündemlerinize yerleşeceklerini göreceksiniz. Başarı yavaş ama kararlı bir şekilde gelmektedir. Yeteneklerinize güvenin onlar sizleri umduğunuz yerlerden daha da ileriye götüreceklerdir. Artık olgunluklarınızın doruklarındasınız balıklar.


Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Malik Gödeliner


<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


KIZIL SAÇLAR

Dökmüşsün saçlarını omuzlarına siyah ve kızıl,
Güneşten almış rengini,gelincikten almış teravetini
Akşamın güneş batımı...
Kızıl saçlarının ahengi...
Güneş batarken tüm kızıllıkları,güzellikleri
Başında taç olarak getir de gel.
Işıl ışıl gözlerinde,
Bitmeyen bahar...
Baharda solmayan renk renk çiçekler
Sevginle coşan insan sevgisi.
Batılı prensesler gibisin ey güzel
Yaktın gene yaktın güzelliğinle.
Sevginle,aşkınla,silüetinle...
Aklınla,bilginle,eğitiminle...
Sen kalbimin prensesi!
Ruhumun doktoru,şiirlerimin ilham meleğisin
Benim kızıl saçlı prensesim...

Güler CİHANER

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Genel Yaşam Sigorta A.Ş.


KM - GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş. İŞBİRLİĞİ İLE
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


Sevgili KM Dostu,

Sağlığınız bizim için önemlidir,

Genel Yaşam Sigorta A.Ş sizlerin Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Promosyon olarak hazırlamış olduğu ağız check-up'ı hizmetinden faydalanabilmeniz için sizi anlaşmalı kliniğimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Yapılacak olan ağız check-up'ınız ve Diş Taşı Temizliğiniz için yapmanız gereken sadece IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ'NDEN aşağıda belirtmiş olduğumuz ilgili kişileri üç gün önceden arayarak randevu almanız ve tarafınıza iletilmiş olan bu sertifika ile 2008 Haziran sonuna kadar kliniğimize başvurmanızdır.

Panoramik Röntgen ve ağız check-up'ınız GENEL YAŞAM Promosyonunun bir parçasıdır.

Sağlıklı günler, güzel gülüşler dileğiyle...

Saygılarımızla
GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş.

Randevu için:
Nursel Çalışkan (nurselcaliskan@identist.com.tr)
Gülsün Er (gulsuner@identist.com.tr)

IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ
Kasap İsmail Sok. Sadıkoğlu Plaza 1 Kat 3
No 68 Kadıköy - İstanbul
Tel: 0216-337 0707 / 0216-337 0708
http://www.identist.com.tr

Editör'ün Notu: Yukarıda sözü edilen sertifikayı buradan bilgisayarınıza indirebilir, üzerine ad ve soyadınızı yazdıktan sonra bastırarak veya email ile göndererek bu hizmetten yararlanabilirsiniz.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "
 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Web sayfalarınız, sunumlarınız ya da kendi zevkiniz için kullanabileceğiniz yüzlerce clip art için http://www.fundraw.com Baktınız, aradığınız clip art yok, o zaman oturun kendiniz dizayn edin. Hem de online olarak.

İsminin http://www.acemipaylasim.com/ olduğuna bakmayın. Acemi gibi görünse de oldukça başarılı bir forum sitesi. Paylaşımı ve araştırmayı sevenler için hoş bir kaynak.

İnternet kullanan ve oyun oynamayı sevenlerin, sık kullanılanlar kısmına eklemeleri gereken bir web sayfası daha http://www.biroyuncu.com/ Adına bakıp aldanmayın, sadece bir kişilik değil. İster tek başınıza ya da ister arkadaşınızla oynayabileceğiniz minik oyunlar.

İnternette aradığınız bir çok şeyi rahatlıkla bulabileceğiniz güzel bir web sayfası. http://www.gencbilim.com/ Mesela online TV ve Radya takip edebilirsiniz. Güncel haberlere ulaşabilirsiniz. Ödev ve tez bankasından faydalanabilir ya da spor sayfalarında gezinebilirsiniz.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

TreeWalk 8.2.1 / Windows / 1.19 MB http://www.ntcanuck.com/tw_exe/twdns821.exe
Güncel problemlerinizi çözmek için mükemmel bir yardımcı program. İndirip gönül rahatlığıyla kurabilir ve kullanabilirsiniz. Yaptığı işi, internette dolaşırken yazdığınız adresleri direkt olarak bağlı olduğu DNS'lere sormak ve kısa yoldan adrese ulaşmanızı sağlamak olarak tanımlayabiliriz. Örneğin bir nedenle Türkiye'den ulaşamadığınız adreslere bu kurulumu yaptıktan sonra sorunsuzca ve hiçbir engellemeye takılmadan ulaşabilirsiniz. Benden söylemesi:-))

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-08©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




To the gypsies
Alex Fox









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20080421.asp
ISSN: 1303-8923
21 Nisan 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com