Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 7 Sayı: 1.432

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 5 Mayıs 2008 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Ben de "Ortalama Türk'üm" ayol!..


İyi haftalar,

Pek sportif bir Pazar günü geçirdim. Hoş sporu ben değil sahadakiler yaptı ama ben de ayakta üç saat dikilip onlara bağıra çağıra eşlik ettim. Ligin bitimine birşey kalmamışken bizim ortanca prensle birlikte maça gittik. Şenlikliydi, güzeldi ama bir o kadar yorucuydu. Şu anda saat 3:30 ve gözlerim kan çanağı. Yani benden bu gecelik hayır yok. Oysa şu Tayyip Bey'in yeni vecizesi "Ortalama Türk" kavramını biraz açayım, anlayayın istiyordum ama dedim ya mecalim kalmadı. İnşallah yarın, yenileri eklenmezse bununla ilgili birkaç kelam ederiz. Şimdilik beni mazur görün. Hepimize az laflı çok işli bir hafta diliyorum. Esenkalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


 Kahveci : İdris Kenç


HEYBE

Nazım Hikmet bakarken neler hissediyordu, hangi hasretlik duygularıyla hüzünlenmişti ya da yasayamadıklarının hangisine kahretti diye düşünüyordu. Don nehrine bakan sevgilileri süzerek derin hayallere daldı. Nazım'ın baktığı noktadan.
Ne aşklar yaşamıştı yarım kalan, ne sevdalar beslemişti, ölürken bile çınar ağacına gözü açık gitmişti. Ama yılmamıştı, yıkılmamıştı.

Varlığına var olmasına sebep olan tüm etkenleri, sevdiklerini, seviştiklerini hayata dair o güzel hazları tattıran nesnel ve nicel tüm etkenler gözlerinin önünde bir film şeridi gibi geçmeye başladı. Tepkisiz dona kalmıştı ama Don nehri akmaya devam ediyordu. Ona da ak dercesine.

Gülümsedi, esen tatlı rüzgârın ninnisine fısıldayarak "tüm yaşanmışlıklarımı yaşatılmışlıklarımı seviyorum" sözcükleri döküldü dudaklarının arasından.

Ama gene de çok buruk yanları mevcuttu.

Heybesini seçmesine ya da hazırlamasına şans tanımadı hayat. Var olmasına sebep babası, heybeden ya da heybelerden habersiz yaşadı.
Derin düşüncelere dalmıştı. Tam o esnada "merhaba" diyen bir sesle sıyrıldı bulunduğu durumdan.
Yanlış duymuyordu, Rusya'nın küçük kentinde hem de tanıdık kimsesi yokken biri ona merhaba diyordu. Duymazlıktan geldi. Ses bir daha "merhaba" dedi.

Bu sefer kayıtsız kalmayarak karmaşık duygularla dönerek "merhaba" dedi.
Karşısında, bağladığı eşarbın kenarlarında dışarıya taşan pamuk gibi beyaz saçlar, yüzüne düşen her bir kırışıklık Ararat kadar eski, gözlerindeki ışıltı ise özlem ateşi fışkır damakta olan bir teyze duruyordu. Teyze, bozuk bir aksanla "yanılmamışım" dedi, gözyaşlarına hâkim olamadan uzun bir süre sarıldı. Don nehrine karşı uzun bir süre konuşamadan öylece kaldılar.

"Teyze, kimsin? Türkçe bilebileceğimi nasıl anladın" diye sorarak konuşmaya başladı.

"Ben Türkiye'den ermeni sorunları başladığında Rusya'ya göçenlerdenim. Rus milletinin hepsi sarışındır. Etrafına bir bak tek kara olan sensin." dedi gülerek. Uzun uzun sohbet ettiler. Teyze sordu delikanlı anlattı. Araratı, Haniyi, İstanbul'u, Ahtamarayı ve hikâyesini anlatırken ikisi de hüzünlendi. Ve uzunca bir süre sustular.

Teyze gözlerinin içine bakarak "karasın yağızsın, hoşsun ama çok kederlisin" içini çekerek ,"Benden de betersin evlat" dedi.
"Heybemin ağırlığındandır güzel teyzem" dedi. Teyze etrafına bakınarak heybe aramaya başladı.

"Boşuna arama teyzeciğim yaşadıklarımdan demek istedim" dedi.

Masallardan fırlayıp gelmişçesine şirin, tonton bir o kadarda duygulu olan Rebeka teyze, gözyaşlarına hâkim olamıyor olmakta istemiyordu. Yaşlar süzülürken gözlerinden titrek ve duygulu bir sesle,

"Buralarda memleketinin çayını bulamazsın, güzel bir çayla beraber heybende'kilerini dinlemek isterim kara çocuk" dedi gülerek. Ve evinin yolunu tuttular.
Demli çaylarını yudumlarlarken…

"Akrabayız aslında teyzeciğim. Babam kirvesinin kızına âşık. Ama Ermeni kızı Müslüman'a vermezler."dedi. Derin bir iç çektikten sonra…

"Bir kış günü sabahı evden çıkar babam, hayalinde pembe panjurlu evinin sultanı olacak kadınla göz göze gelir. Nutku tutulur, yarını bile kurgulamayan tasasız adam, omuzlarındaki su taşıma kovalarıyla kadını kaçırır. Baba ocağının bir odasına tıkar " ahada size gelin" der. Yazık annem, her genç kız gibi kırk gün kırk gece düğün hayali kurarken, telsiz duvaksız ev kadını oluverir. Ona da heybesiz bir yaşam sunulur.

Gözleri dolmaktaydı, annesinin durumuna mı yoksa kendi talihine mi üzülüyordu bilinmez gözlerinden süzülen gözyaşları arasında devam ederek…

"Sırtında sopa karnında sıpa hiç eksik olmadı anamın. Dile kolay iki düşük sekiz doğum. Yorulduğu anlarda iki gözü iki çeşme " hiç biri de ölmedi sıpaların" der dururdu kendi kendine. Benimde içim erir üzülürdüm. Üzüldüğümü hissettiremedim bir türlü. Hata onlarındı bana sevmeyi sevilmeyi öğretemediler. Heybemi farkında olmadan doldurmaya başlamıştım anlayacağın teyzeciğim."

İçinden ne de hoş bir karşılaşma oldu diyor ve minnettar bir bakışla teyzeye bakarak demli çayından bir yudum aldıktan sonra devam etti konuşmaya. Teyze konuşmasını bölmek gibi bir niyeti olmadığını hissettirmişti zaten samimi dinleyişiyle.

"Okulda başarılı biriydim. Ders kitapları dışında okuyacağım ilk kitabıma sahip olma şansına yarıyıl tatil ödevi sayesinde sahipleniyordum. Reşat Nuri Güntekin'in Çalı Kuşu romanı. Babam, kem küm "alamam senin neyine" derken avazım çıktığı kadar yahu ben nerden tanırım bilirim, öğretmen istiyor ödevvvvvv diye bağırdım, zorla da olsa aldırdım. Yatarken annem sordu duydum; aynı oda da hepimiz yattığımızdan. "nasıl aldın kitabi, parayı nerden buldun" diye. Babam "borç para aldım" dedi. Heybem aç dev gibi ağzı açık, bunu da yuttu."

Sustu birden. Her ikisi de yaşamışlardı en kötüsünü hayatın ama sulanan gözleri Nazım Hikmet'in kilerinden farksız parlamaktaydılar.

"Gençliğinizde öyle miydiniz bilmiyorum ama gün ışığına hasret tay gibi dizginlerimi koparır, aşka öyle koşardım. Mevzilerimden çıkmış, savunmasızken aşk yakaladı beni zamansız. Yahu gel etme eyleme deli gönül, senin neyine sevdalanmak dedimse de nafile. Bizim deli gönül yaptı yapacağını. Beni de peşinde koşturarak. Sevdalanmaya yelken açtık okyanusa ama takım taklavat olmadan. Küreksiz denize açılanın sonu her ne oluyorsa, İşte bizim deli gönülle sonumuzda aha bundan oldu işte. Bir tek canavar heybeyi doldurmayı becerebiliyorduk."dedi.

Delikanlı anlattıkça teyze can kulağıyla dinliyordu. Delikanlı içini boşatmanın rahatlığını, teyze ise yıllardan sonra oğlunu ve yahut çok sevdiği bir yakınını görmenin sevinci kadar mutluluğu yaşamaktaydılar. Delikanlının anlatacakları bitecek gibi değildi ve devam ederek…

"Asalet, asillik ve de şans sonradan edinilmez. Doğuştan ya vardırlar ya da yoklar. Haksızlıkta etmeyeyim gerçi, yanımdan geçerlerken ya kokusundan ya da kırıntılarından nasiplenmişim. Ama yetmedi. Ben başardıkça yıkanlarım çok oldu. Heybem kıs kıs gülüyordu sanki bana.

Babam, dünya malı adına bizlere bir şey bırakmadı. Ama farkında olmadan iyi çocuklar yetiştirdi. Ya da şartlar onları yoğurdu. Sermaye olarak dört erkek kardeş bıraktı bizi birbirimize. Kızlara nemi oldu? İlk isteyenlerle evlendirdiler. Sonlarını düşünemeden. Yokluk derdine.

Çocuk sahibi olmayı beceremeden çocuklarımda oldu. Yeter artık deme şansımı da kaybettim. Başkaları için yaşamayı da öğrendim. Kendimi unuttum. Ne doymak bilmez heybeye sahipmişim, görüyor musun teyzeciğim" dedi gülerek.

"Babamın değil ama benim oldukça dolu bir heybem oluşmuştu anlayacağınız."

Teyze bir kez daha çayları doldururken, kendisinden başka gideceği yeri olmadığını anlamıştı. Ama hafiflemişti de.

"Heybesini yaşamadıklarıyla dolduran bir adam, kendisinden başka nereye gidebilir."
Gökhan ÖZCAN


Her şeye rağmen gözlerindeki parıltı, Kaf dağının ardını göreceğim der gibiydi. Uzunca bir sarılmanın ardından bir daha görüşmek koşuluyla ayrıldılar.

* Mezopotamya'nın toprağıyla yoğrulmuşuz, dünya'nın neresinde olursak olalım tanırız birbirimizi. Ahmet Arif üstadın dediği gibi "Havva anan dünkü çocuk kalır yanımda, ben Anadolu'yum."

İdris Kenç
idriskenc@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Aslı Omurtak


Kaç kez doğurur insan kendini?

Kaç baharda yeniden merhaba der içinde büyüyen umuda?
Kaç cemre düşer insan hayatına soğuk sessiz kıştan sonra?
Kaç çınar yaprağına yazabiliriz öyküsünü hayatımızın ve kaç güneş görürüz başımızın üstünde yükselen?

Nasıl bir hayat sizinkisi? Bu saydıklarımdan kaçını anımsıyorsunuz ya da fark ederek yaşadınız? Yoksa yaşamınız size dayatılan binlerce ezberden ibaret, fark etmeden geçip giden film karelerine mi benziyor. Hangisini yaşamak isteriz? Daha da önemlisi bunlardan hangisi biziz?

Her yeni güne yeni bir güneş doğduğunu gören mi, kafasını kaldırmadan önüne bakarak yürüyen mi?

Aslında biz başımızı kaldırmasak da yukarı, baktığımız gri kaldırımlardan, güneş yine doğar beklemeden bizi.

"Güneşin doğmasını ayrıcalıklı kılan bizim onu görmemizdir".

Her yeni gün biz istesek de istemesek de doğan güneş gibi her birimizin yaşamına onlarca güneş doğar, cemreler düşer, insan doğurur durur kendini yeniden bilmeden- bazen de bilerek-…

Gözlerinizi kapatıp derin bir nefes aldığınızda, unuttuğunuzda patronun size bağırdığını, hep ıskalayan iş anlaşmalarını ve eve gelirken boğuştuğunuz trafiği, yalnızca nefes aldığınızda; yaşamınızın kışlarını hatırlayın, bitmek bilmeyen gecelerini hatırlayın. Her birinden sonra bir şey olmuştu, evet bir şeyler olmuştu kış bitmiş, geceler güne dönmüştü. Biz farkına varsak da varmasak da zamanını dolduran her şey gibi kışlar da geceler de nihayete ermişti. Yaşamımıza cemreler düşmüş, yeniden güneşler doğmuştu. Biz bunları yalnızca ve yalnızca başımızı kaldırdıysak baktığımız gri kaldırımlardan o zaman görmüştük. Görüp görmemiz çok da önemli değildi belki her acı kendini bitirip çekilmişti içimizde bir yerlere kimi zaman kılık değiştirmiş "güç" olmuştu, kimi zaman başka bir şey .

Sonra bir gün bi şeyler olmuştu ve yine kış, yine acı yine aynı şey… "Yo hayır" derken siz çoktan başlamıştınız aslında ne kadar şansız olduğunuzu tekrarlamaya. Acılar bitmezdi karanlıktı her şey hep hep hep bizi bulurdu.

İşte bu anında yaşamımızın, gören ve görmeyen gözün, farkındalığın ve ezberin ayrımlarıdır yerimizi belirleyen. Yaşamda tek bir acı yoktur elbette. Tıpkı tek bir kışın olmadığı gibi. Güneşe varmayan gece, cemre düşmeyen kış sonu da yoktur. Farkımız düşen cemreyi, doğan güneşi görmektir. Ah bi kaldırabilsek başımızı şu gri kaldırımlardan…

Aslı Omurtak


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,609,609,609,609,609,609,609,609,609,60
5 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Kahveci : Mustafa Murat Kaygusuzer


"Ekmek-SİZ Yiyin Oğlum, Kızım"

Ekmek oldu 0, 75 YKR( yeni Kuruş), eski para ile 750 Bin Lira. Hatta İstanbul'da lüks bir semte oturuyorsanız 1 YTL, eski para ile 1. Milyon Lira. Zaten simit de 0,40 YKR.
Haydi Bakalım…

Eskiden yâda hala öyledir anneler, 'Ekmeksiz ye oğlum, hadi kalmasın tabağında' gibi söylemlerle çocuklarının daha fazla yemek yemesini isterlerdi. Bundan sonra artık 'Tamamen duygusal' olarak söylenmesinden korkuyorum.

İşin esprisi bir tarafa, artık şaka değil ekmek: 0,75 YKR. Bizim için bir kültür bir gelenek olan ekmek artık pahalı. Lokantaya gidip az çorba söyleyerek iki ekmek yediğimiz günler artık uzak.

Biz her gün ülke olarak 12 milyon, yılda 2.6 milyar ekmeği çöpe atarken hiç 'ahh' demezken, şimdi ekmek alırken 'ahh' diyeceğiz. Peki, bu işin insanlık boyutu, birde bunun doğa ve politika boyutu var. Peki, bunların yansıma ne konuda oluyor; 'buğday' konusunda.
Yukarıda ne dedik 2,6 milyar ekmeği çöpe atıyoruz dedik.
Ne kadar buğday tüketiyoruz yılda; 18 milyon ton.
2007'de ne kadar ürettik, 16 Milyon ton.
ABD Tarım Bakanlığı Yabancı Tarım Servisi raporu ne diyor, Türkiye 2008'de en fazla 15,5 milyon ton üretim gerçekleştirebilecek diyor.
Yani rekoltenin düşmeye devam edeceği sinyalini raporla ABD veriyor. Bu arada Türkiye buğdayı kimden alıyor ABD'den!

Türkiye ürettiğinden daha fazla tükettiği için buğday ithal etmek zorunda. Bu yıl yapacağı buğday ithalatı 500 Bin ton. Türkiye bunu elindeki buğdayla kaliteli buğdayı karıştırmak için değil ihtiyacı olduğu için alacak. Türkiye Buğdaya en son ne zaman İHTİYAÇ duymuştu 1954 yılının sonunda. Yani Demokrat Partinin şaşalı yıllarının sonunda. DP iktidarı döneminde yaşanan kuraklıklar Türkiye'yi 300 Bin ton buğday ithalatına itmişti. Bu da DP iktidarının sonu olmuştu. Çünkü Türkiye gibi bir ülke için buğday ithal etmek, ekonomi modelinizin iflası anlamına geliyordu. Turkishtime dergisi buğdayı işlediği kasım sayısında o zamanı anlatan kitapların bunu yazdığını söylüyor.

İşte bundan tam 53 yıl sonra TMO (Tarım Mahsulleri Ofisi) 500 ton buğday ithal edeceğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından ABD Chicago Futures piyasasındaki Mayıs buğday fiyatı 72 sent yükselerek 12.95 dolar ile tavan yaptı. Haydi Bakalım…

Burada ithalat 500 ton ile sınırlı kalmayacak. Çünkü Bakanlar Kurulu TMO'ya 1,1 milyon ton ithalat yetkisi verdi.

Kuraklık, kuraklığı tetikleyen yanlış çevre politikaları, yanlış ekonomi ve tarım politikaları. Bunun sonunda buğdayda dışa bağımlı Türkiye. "Ekmeksiz Yiyin oğlum… Pardon oğullarım, kızlarım"

(Not: Veriler için kaynaklar; www.ntvmsnbc.com , Turkishtime Kasım 2007, www.tmo.org.tr )

Mustafa Murat Kaygusuzer


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,179,179,179,179,179,179,179,179,17
6 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SİZ?


  Ailenizin Yıldız Falcısı : Nurettin Özdemir


KOÇ   (21 Mart-20 Nisan)
Bugün başlamakta olan yeni ayın müthiş etkilerini çok geçmeden hissedeceksiniz sevgili koçlar. Mesleklerinizde ilginç gelişmelere tanık olacaksınız ve büyük olasılıkla sene başından beri ümit ettiğiniz bir mevkiye kavuşacaksınız. Hiç çekinmeden ve fazla da düşünüp taşınmadan gelecek tekliflere evet demelisiniz.



BOĞA   (21 Nisan-20 Mayıs)
Yeni ay ve sürprizleri sizleri de bayağı etkileyecek sevgili boğalar. Şunu kesinlikle bilin ki yüce güçler tarafından koruma altında olduğunuzun farkına varacaksınız. Bu manevi yardımların kıymetini bilmelisiniz. Uzun zamandır tanıdığınız kıymetli bir dostunuzun iş ortaklığı teklifi ile karşılaşacaksınız. Geleceğinize güven dolu bakın.



İKİZLER   (21 Mayıs-21 Haziran)
Yaşamlarınızda çok önemli gelişmelerin vuku bulacakları hızlı bir hafta sizleri beklemekte sevgili ikizler. Kariyerlerinizi ilgilendiren hayati kararların önünüze geleceklerinden emin olabilirsiniz. Bu gelişmeler esnasında değerli tecrübelerinizi konuşturmanız da başlıbaşına bir avantaj elbette.



YENGEÇ   (22 Haziran-22 Temmuz)
Gelecek günlerde alacağınız riskler rakiplerinize fark atmanıza yardımcı olacaklar sevgili yengeçler. Profesyonel çalışmalarınızda ne kadar çabuk hareket eder ve gereken kararları anında alabilirseniz o kadar da kazançlı çıkacaksınız. Birden fazla projeyle ilgilenmeniz gerekse de içinizdeki o manevi güç sizleri ateşleyecek.



ASLAN   (23 Temmuz-22 Ağustos)
Yeni ayın getirmekte olduğu son derece kıymetli yardımların sayesinde bu hafta kelimenin tam anlamı ile şaha kalkacaksınız sevgili aslanlar. Ulaşmak istediğiniz emellerinize odaklanın ve enerjilerinizi gereği olmayan telaşlı davranışlarınızla heba etmeyin. Yaşamlarınızda yeni bir sayfa açmak istiyorsanız işte o an geldi aslanlar.



BAŞAK   (23 Ağustos-22 Eylül)
Yeni ay sizlere de beklediğiniz değişimler yolunda yardımcı olacak sevgili başaklar. Yeni haftada geçmişte almış olduğunuz bir takım talihsiz kararların uzantılarını hissedeceksiniz. Yani kişisel bilançoların saatlerinin geldiğini söylemeliyim başaklar. Sorumluluklarınızı kabul etmeli ve yeni sayfaların yenilenmiş yazarları olmak için geleceğe odaklanmalısınız.



TERAZİ   (23 Eylül-22 Ekim)
Geçen haftalardan kaynaklanan ancak ilginizi fazla çekmemiş olan bir takım olaylar yeni haftanıza tamamen yerleşecekler sevgili teraziler. Beni öldürmeyen yılan bin yaşasın türünden düşüncelerle gerçeklerden kaçılamayacağını böylece anlamış olacaksınız. Ne olursa olsun yeni haftanızda eskimiş davranışları terketmeli ve geleceğe yönelmelisiniz.



AKREP   (23 Ekim-22 Kasım)
Hiç bir şeyi oluruna bırakmamanız gerekecek hassas bir haftaya girmektesiniz sevgili akrepler. Hayli umut bağladığınız bir projenizi gözden geçirmeniz belki de yararınıza olacak. Yeni stratejiler üretmekten kaçınmayın çünkü B planlarına gerçekten ihtiyaç duyabileceksiniz. Morallerinizi sağlam tutun ve yeni ayın getirmekte olduğu sürprizlere açık olun.



YAY   (23 Kasım-20 Aralık)
Para ve alış veriş konularında oldukça hassas bir haftaya girmek üzeresiniz sevgili yaylar. Sonuçlandırmak istediğiniz bir projenizde gecikmeler vuku bulsa bile kararlı davranmaya devam etmelisiniz. Gelecek günlerde gayet sakin davranmalı ve sabırlı yaylar olmayı yeğlemelisiniz. Metodlarınızda bir takım değişikliklere yönelmeniz gerekecek unutmayın.



OĞLAK   (21 Aralık-19 Ocak)
Geriye dönüşlerin artık imkânsız olacağı çetin bir hafta sizleri beklemekte sevgili oğlaklar. Herşeyde bir hayır vardır diyerek geçmişe gerçekten bir set örmeli ve inançla geleceğe odaklanmalısınız. Başka da çareniz yok aslında. Alışılmış bir takım bağların kopuş noktalarına geldiklerini hayli zamandır da hissediyordunuz değilmi..Yeni ayla şahlanın.



KOVA   (20 Ocak-18 Şubat)
Resmi yazışmalarınızda beklediğiniz haberlere bu hafta kavuşacaksınız ve çok sevineceksiniz sevgili kovalar. Sosyal statülerinizde gerçekten hak ettiğiniz mevkilere gelmeniz ise an meselesi artık. Yeni ayın getirmekte olduğu bereket dolu günlerin kıymetini bilin ve geleceğe emin adımlarla ilerlemeye hazırlanın.



BALIK   (19 Şubat-20 Mart)
Yaşamlarınızda haylidir arzuladığınız başarılara koşar adımlarla ilerlemektesiniz sevgili balıklar. Seyahatlarınız yüce güçlerce manevi korumalar altındalar ve bunu haftanın ilk günlerinden itibaren anlayacaksınız. Başarı taçlarınızı bu hafta sonunda takacağınızdan emin olun. Sevinç ve gurur dolu bir hafta sizleri beklemekte. Hiç bir şey tesadüf değil balıklar.


Nurettin Özdemir
nozdemir@kahveciyiz.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Mehmet Hamurkaroğlu


<#><#><#><#><#><#><#>

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


YALNIZLIK

Kulaklarımda sesizlik çığlıkları,
Dört duvar arasında ben…

Gördüğüm düşümde yalnızlık,
Yalnızlık içinde ben…

Gözlerim dalmış uzaklara,
Ne gelen var ne giden…

Meltem Albayrak

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Genel Yaşam Sigorta A.Ş.


KM - GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş. İŞBİRLİĞİ İLE
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


Sevgili KM Dostu,

Sağlığınız bizim için önemlidir,

Genel Yaşam Sigorta A.Ş sizlerin Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Promosyon olarak hazırlamış olduğu ağız check-up'ı hizmetinden faydalanabilmeniz için sizi anlaşmalı kliniğimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Yapılacak olan ağız check-up'ınız ve Diş Taşı Temizliğiniz için yapmanız gereken sadece IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ'NDEN aşağıda belirtmiş olduğumuz ilgili kişileri üç gün önceden arayarak randevu almanız ve tarafınıza iletilmiş olan bu sertifika ile 2008 Haziran sonuna kadar kliniğimize başvurmanızdır.

Panoramik Röntgen ve ağız check-up'ınız GENEL YAŞAM Promosyonunun bir parçasıdır.

Sağlıklı günler, güzel gülüşler dileğiyle...

Saygılarımızla
GENEL YAŞAM SİGORTA A.Ş.

Randevu için:
Nursel Çalışkan (nurselcaliskan@identist.com.tr)
Gülsün Er (gulsuner@identist.com.tr)

IDENTIST AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ
Kasap İsmail Sok. Sadıkoğlu Plaza 1 Kat 3
No 68 Kadıköy - İstanbul
Tel: 0216-337 0707 / 0216-337 0708
http://www.identist.com.tr

Editör'ün Notu: Yukarıda sözü edilen sertifikayı buradan bilgisayarınıza indirebilir, üzerine ad ve soyadınızı yazdıktan sonra bastırarak veya email ile göndererek bu hizmetten yararlanabilirsiniz.


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "
 


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

İster yıllar süren evliliğinizi noktalamış olun , isterseniz uğruna her şeyi göze alabileceğiniz sevginizi , isterseniz uğrunda herhangi bir organınızı bile düşünmeden verebilecek kadar sevdiğinizi , isterseniz iki-üç hafta süren deli sevdanızı.Tüm bunları yaşatmak adına.. http://www.kotuvepis.com Kendi alanında " ismiyle tezat , ilk ve tek" olan web sayfası. Sevginin farklı bir yansıması olarak tasarlandığını farkettiğim sıradışı bir web sayfası.

...Bir velvelenin orta yerinde, sürgün’lerin alevlere atıldığı zamanlardan kalma beş bin mısrayı maziye kaptırdık şiraze. http://www.siraze.net/ Mazide gezinen filozofların kule diplerinde oturan siluetleri fısıldıyor en anlamlı kelimelerini, bir de siyaha çalan cübbeleri oynaşıyor geceyle, gözlerinin gerisinden fışkıran “yapmayın, etmeyin, aldanmayın” feryatları geziniyor kıyı şeridinde. Mahareti hıza vurduk şiraze...

Birbirinden ilginç flash oyunlar, video, resim ve sıra dışı birşeyler arayanlara özel bir web sayfası http://www.purple-twinkie.com/ Gerçekten sıra dışı bir kaynak olduğunu kendim test ederek öğrendim. Bir de siz deneyin.

İnternette aradığınız bir çok şeyi rahatlıkla bulabileceğiniz güzel bir web sayfası. http://www.gencbilim.com/ Mesela online TV ve Radya takip edebilirsiniz. Güncel haberlere ulaşabilirsiniz. Ödev ve tez bankasından faydalanabilir ya da spor sayfalarında gezinebilirsiniz.

 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Gom Player Version 2.1.9.3753 / Windows / 4.54 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-08©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Fernando - ABBA









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20080505.asp
ISSN: 1303-8923
5 Mayıs 2008 - ©2002/08-kmarsiv.com