Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 7 Sayı: 1.614

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 14 Nisan 2009 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Sıra kimlere geldi acaba?!..


Merhabalar,

Gün boyu olup bitenleri anlamaya çalışmaktan bir hal olduk. İpin ucu kaçmış bir davanın son kurbanlarını irdelemeye, neden sonuç ilişkisini kurmaya çalışmaktan beyin damarlarımız dumura uğradı. Şahsen ben işin içinden çıkamadım. Ortada hiçbir neden yokken, sırf iktidarı korumaya yönelik bir dürtüyle hareket eden savcıların ve bunların önüne kırmızı halı seren hukuk garabetinin varlığına inanmak istemiyorum, inanmıyorum da. Gelgelelim, ömrünü insanlığa hizmet etmeye adamış, yetinmemiş, taşın altına elini koymuş, Saylan, Haberal gibi bilim insanlarının, eski rektörlerin, öğretim görevlilerinin toplanmasını da hazmedemiyorum. Fethullahın zamanı gazetesinin bir silahşörü kendine sorulan soruya şöyle cevap veriyor; "Darbecileri(!?) bir araya getiren en birinci hareket Cumhuriyet Mitingleridir. Öyleyse bu mitinglerde yer alanların araştırılmasında yarar vardır." Sunucu uyarmasa darbeci demeyi sürdürecek çakma köşeci. Darbeci dediği, Cumhuriyet Mitinglerine katıldı diye suçladığı kadın, Türkiye'de cüzzamla savaşın baş kahramanı, insan hakları savunucusu, onbinlerce yoksul öğrenciyi okutan saygın bir sivil toplum kuruluşunun başkanı, kitapları, makaleleriyle savunduğu Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı ama "Ne şeriat ne darbe" diyecek kadar da demokrat bir insan. Diğeri, Türkiye'de organ nakli konusunda çığır açan, hala etkin bir bilim adamı doktor. Kurduğu üniversite parmakla gösterilir cinsten. Televizyonu ile muhalif olmaktan başka bir suçu var mı tartışılır bir bilim adamı. Velhasıl bu Ergenekonun ellediği yerlerde artık gül bitmiyor. Aksine insanın içi acıyor. Baştan ayağa pekçok yanlışın yapıla geldiği bir davanın sonunda hakimlerin doğru kararı vermelerini beklemekten başka şansımız yok.

...

Dün bahsettiğimiz ADD-Google çekişmesi konusunda ADD bir bildiri yayınlamış. Özetle, bizim hedefimiz Google değil, http://sitesigoogle.com/site/kemalizminkarinagrisi/Home adresli sitedir diyor. Bir kere adres yanlış. Doğrusu, http://sites.google.com/site/kemalizminkarinagrisi/Home . Doğrusunu kullanmak gerek zira söz konusu alan adı google.com . Bu konuyu deşiyorum çünkü, bu bildiriden güç alan bir okuyucum da bana sitem etmiş. O nedenle işin teknik boyutunu biraz irdelemekte yarar görüyorum. Belki ADD görevlileri istedikleri şeyin ne anlama geldiğini görür ve bir daha böyle bildirileri kaleme almazlar.

Şikayetçi oldukları gibi bir adresi yasaklamalarının ve tamamen girilemez olmasını sağlamalarının iki yolu vardır. Birincisi Google'a başvurup söz konusu siteyi kapatmalarını istemek, diğeri ise savcılığa şikayette bulunmak. Söz konusu şikayette birinci alternatif tamamen göz ardı edilmiş gibi görünüyor. Zira "sahibine ulaşmak mümkün olmadığından" diye bir cümle kurmak için bu adresin Google'dan bağımsız olduğunu sanmak gerekir. Oysa bu sitenin sahibi bizzat Google'dır. Google'a ulaşmayı beceremedilerse, helal olsun onlara. İkinci yol ise savcılığa suç duyurusunda bulunmaktır. Bu durumda muhtemelen internetle gazeteyi birbirinden farklı görmeyen bir hakim yasaklama kararı verebilir. Telekomünikasyon Kurumu'na yazacağı bir yazıyla sitenin kapatılmasını isteyebilir. Telekomünikasyon Kurumu böylesi bir adresi, alan adından bağımsız olarak kapatamaz. Mevcut kapatma kararları alan adları için alınmakta ve DNS'ler üzerinden kapatılmaktadır. Yani şöyle düşünün, bu adreste bir siteyi kapatmaya çalışmak kmarsiv.com da bir sayfayı kapatmaya çalışmakla aynıdır. İkisini de beceremezsiniz. Tek yapacağınız şey alan adını tümüyle kapatmaktır. Sonuç olarak bildiride yer alan "Google hedef değildir" cümlesi bilgisizlikten kaynaklanan ciddi bir yanlıştır.

Dün de söyledik gene söylüyoruz. Atatürk'e hakaret hiçbir şekilde hoş görülemez ve yok farzedilemez. Ama bununla savaşmanın, aynı platformda, pek çok yolu varken, pire için yorgan yakmayı anlamak mümkün değildir. Atatürk'ün çağdaş düşüncelerini kendine şiar edinmiş bir saygın kuruluşun, böylesi yasaklamalarla bir yere varılamayacağını çoktan anlamış olmaları beklenir. Aksi, abesle iştigaldir. Kalın sağlıcakla.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








 


 Kahveci : Ezgi Yekbun


Günün biri

Yolda yürürken bir parkın önünde gözlerim takılı kaldı minik uzun saçlı bir kız çocuğuna, sokağın ortasında yapayalnız durmuş çorabı yırtılmış dizleri kanıyor. Gözlerinden yaşlar boşanıyor hem acıya hem yalnızlığa…Kimseye duyuramıyor sesini, duyuramadıkça çığlıklara boğuluyor. Hıçkırıklarına karışıyor yankılanan sesi…Bütünlüğünü bozmaktan korkarak makineme attım elimi tek bir karede hissettiği sızlamayı yansıtmak istedim zorlanarak, çıkan ses; sessizlikte bir köprü oluşturdu aramızda. Görmezden geldi ona yönelmiş bir çift gözü, belki yalnızlığını dindirdi, onu gerçekten duyan gerçekten önemseyen birini fark etmek…

Aradan çok zaman geçti ve süreç bana sakinliği öğretti, öfkemi kontrol edemediğim bir an gözlerinde acının en saf halini gördüğüm o kız çocuğunu hatırlattı bana. Bazen çevrede dönen dünyayı duymadan çığlıklarla ağlamak isteriz çoğumuz, ama hiçbirimiz onun gibi böyle doğal böyle içten gelerek yapamayız bunu. Böyle zamanda ne çözüm olabilirdi içimizde durmadan akan ve aktıkça sızlayana… İnsan kendi kendisine çözümdür ve sen çözüm olamıyorsan yarana, yaran sana sahip olmaya başlar. Hiç bilemediğin anlarda, bilemediğin sebeplerden için acıyorsa çoktan başlamıştır zapt. Ve artık anlamı kalmamıştır gülümsemenin, dönen dünyanın, yaşayan umudun. Geriye öfkeli, hayalsiz, kırık birkaç parça, güzel bakan bir çift göz, belki bir de biraz söz kalır.

Günün biri geldiğinde artık geri dönüşümsüzdür her şey. Geleceğe bakıp "günün biri" demek ne kolay, oysa günün biri geldiğinde hayat en büyük oyuna kurulmuş olur ve itiraz edecek vakit kalmamıştır. O andan itibaren küçük bir çocuğun gözlerindeki iki minik incidir düş dediğimiz. Aktıklarında her şey biter, her şey yiter.

Ezgi Yekbun


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


Nuran Talay

 Kahveci : Nuran Talay


  AZERBAYCAN KIRGIN

"Türkiye ile Ermenistan arasındaki Alican sınır geçişinde onarım ve rehabilitasyon çalışmalarına başlandı" bu sözler gündemimize bomba gibi düştü. Azerbaycan'ın Kars Konsolosu Hasan Zeynalov, Türkiye ile Ermenistan arasındaki Alican sınır geçişinde onarım çalışmalarına başlandığını belirterek Kars halkının da Azerbaycan halkının da karşı olduğunu belirterek tepkisini dile getiriyor.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır açılırsa neler olur bunları değerlendirmek lazım öncelikle.

Katliam tarihi:

Sovyetler Birliğinin dağılması ile Karabağ'da yaşayan Azeriler için dönülmez bir yolculuğun başlangıcı olmuştu. Ermenistan işgali ile topraklarından koparılan insanlar sürülmüş, binlercesi öldürülmüştü. Ermeni vahşeti ile öldürülen Türk ve Azeri çocuklarına, kadınlarına yapılanlar ne savaşın gereği ne de insanlık gereğiydi. Amaç sadece emperyalist devletlerin isteklerini yerine getirmekti.

Çok değil yakın geçmiş olan 1992 yılında Ermeni teröristlerince basılan Hocalı, Rus askerlerinin de yardımı ile kuşatılmıştı. Binlerce Azerbaycan Türk'ü şehit edilmiş, binlerce Türk esir alınmış birçoğu da işkencelere dayanamayarak can vermişti. Hocalı katliamı unutulmayacak acılar yaşatmış bir dramdır.

Soykırım Tarihi:


1820 yıllarına kadar uzanıyor Ermenistan sorunu. 1894 yılından başlattıkları isyanlara 1914 yılında Zeytun'da,1914-1915 Muş olaylarında 20.000, 1915 Van olaylarında 3.000 Türk vatandaşı Ermeni saldırıları sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdi.

BM Soykırım Sözleşmesi'nde, Soykırım; "bir milleti, etnik, ırki veya dini grubu, grup niteliğiyle, kısmen veya tümüyle yok etmek kastıyla ;

* Grubun mensuplarını katletmek,

* Grubun mensuplarına ciddi bedensel ve psikolojik zarar vermek "


Soykırım iddialarının aksine, Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve tehcir sırasında kayıplar verdiği doğrudur. Ancak bu kayıplar Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlanması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği ağır iklim şartları ile tifüs gibi salgın hastalıkların yol açtığı tahribat sonucu meydana gelmiştir.

Ermeniler verdikleri kayıplara ilişkin "Türkler Hıristiyanları katlediyor" mesajı vererek başlattıkları "Ermeni sorununa" uluslararası bir anlam yüklemişlerdi. O gün bugün aynı iddialarla Ermeniler halen karşımızda.

Azerbaycan isyanı:

Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal altındayken sınırların açılmasının, Azerbaycan'ın Karabağ'da yalnız bırakılacağı anlamına geleceğini vurguluyor Sultanoğlu, "Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından geri çekilmesi, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanıması, sözde soykırım iddialarından vazgeçilmesi halinde sınırların açılması gündeme gelebilir. Türkiye Azerbaycan münasebetleri hükümet ve siyasilerin arasındaki münasebetin de üzerinde, iki devletin bir milletleri olan ve birbirine gönülden sarsılmaz bağlarla bağlı iki milletin münasebetidir. Son günlerde görüyoruz ki her geçen gün daha da güçlenen Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinden rahatsız olanlar, bu kardeşliği bozmaya çalışıyorlar. Hiç kimse şunu unutmasın ki bu münasebet, bu sarsılmaz dostluk, bu kardeşlik asla bozulmayacaktır. Bu gibi konularda her zamankinden daha da uyanık olmamız gerekmektedir." Diyor.

Yıllardır Avrupa da Türk aleyhine lobiler oluşturan, içindeki kini her fırsatta kusan Ermenistan sınır kapısı neden açılmak isteniyor?

Soydaşımız Azerbaycan, ABD Başkanı Obama istedi diye feda edilebilir mi?


Yıllardır işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarında dilediği gibi hareket eden hiçbir kurala uymayan, her fırsatta bizim topraklarımızı kendi toprakları gibi gösteren Ermenistan'ın hangi cazibesi bizi etkileyebilir?

Bugün Ermenistan sınır kapısı açılırsa,

Yarın toprak isteyene ne olacak azıcık ucundan verelim denirse,

Kendi hür irademiz ile değil de ABD'nin buyrukları doğrultusunda hareket edilirse,

Devlet olmanın, millet olmanın bütünlüğü nasıl korunur?

"Azerbaycan KKTC'yi tanımadı şimdi başının çaresine baksın"
diye düşünenler varsa, hatırlatırım söz konusu "bizim sınırlarımız".

Dilerim iktidar sahipleri Azeri kardeşlerimizin sesini ve Aziz Türk milletinin tepkilerini dikkate alır.

Zira "açıl susam açıl diyerek" açılacak kapının ardında hazine yerine, Türk düşmanlığını her fırsatta yineleyen başımızı ağrıtan, katliamlara adını yazdırmış Ermenistan var.

Nuran Talay
talay.nuran@gmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
3 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


  Kahveci : Onur Eryılmaz


TEZER ÖZLÜ'YE MEKTUP 2

Unutmayı sevenlerin coğrafyasında, dimdik ayakta durmayı seviyorum ben Tezer.Geçmişle hesaplaşarak bugüne varan, bugünü yoğurup,yarına taşımayı seviyorum ben.Tarihin içinde minik pir parça olmayı, o büyük bütünlüğü seviyorum ben Tezer.

Konuşmayı seviyorum ben Tezer. Suskunluğun dört tarafımızı, utanmadan sarmasına inat, bir çoşkun nehir akışında… Gökyüzüne çeviriyorum gözlerimi, deniz mavisi bulutlar selam veriyor bana.Selam diyorum, hoş geldiniz…

Bilmeyi seviyorum ben Tezer. Durup, akarken gece sabahı umut dolu cümlelerle karşılamayı. Giyinip sonrasında başıboş, sessiz sokaklara çıkmayı. Yürümeyi, nereye gittiğini bilmeden, karışıp insanların içine, yorgun gözlerle…

Umudu seviyorum ben Tezer. Önümde duran masadan, kaldırıp onu yaşamın içine korkusuzca ve kaygı duymadan salmayı. Bırakıyorum ve sesleniyorum arkasından;

-'Ey umut dolaş yeryüzünü,arkandayım, belki başkaları da…'

Yüzüme sevda dolu bir gülümseme gelip yerleşiyor.

Yaratmayı seviyorum ben Tezer. Bir kalem ve kağıttan yazıyı, yeraltında büyüyen kömürü, hamurdan ekmeği, tohumdan çiçeği, bugünden yarını yaratanı… Seviyorum ben Tezer,çağdan çağa büyüyen, şimdi olmasa da yüreğimde büyüyerek, yarın olacağı…

Sevmeyi, aşkı seviyorum ben Tezer. Denize bakan bir kıyıydım ben seninle diyen şair kadar. Yeni doğan sessiz bir sabah, batan bir güneş kadar, yeni yürümeye başlayan bir çocuk, gülen bir yaşlı kadın hayata inat, dalında büyüyen bir meyve kadar, gece karanlığında yeryüzüne ateşli parıltılarını indiren yıldızlar kadar…

İnsanları seviyorum ben Tezer.Tarihin öznesi dünden bugüne,yarına,uzaklara elleriyle,kafasıyla,
Bacaklarıyla, tüm gövdesiyle, hırsıyla, güvenle yürüyor Tezer. Yürüyor umudun öznesi, yürüyecek.

İçin rahat olsun Tezer.Sen Aşiyan'ın tepesinden boğaza doğru bir kadeh doldur, benden bizden olsun.

Duyuyor musun?

Onur Eryılmaz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,509,509,509,509,509,509,509,509,509,50
2 Kahveci oy vermiş.

 


Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Dost Meclisi


polygon@polygon.com.tr


Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün yaklaşık 6.000 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.


 


 Tadımlık Şiirler


ESKİ BAHÇEDE YENİ YAZ

Güz kış bir de bahar
yalnız kaldı yaz bahçesi
eski yazlarla dolu bir düş
gibi karşıladı bizi.

Kış yıldızı yağmur kar tipi
lodos poyraz karayele karşı
harcı değil bahçenin bile
yalnız kalmak üç mevsim.

Dost ve arkadaş olmuş
epeski yaz mevsimleriyle
seyran kütükleri budanmadı
bıldır çubuğu aktı üzümün tadı.

Zakkum bulmuş dipte suyu
fışkırıp açmış bir çılgın
yaz elması erik badem şeftali
hoş geldin diyor ilk meyveleriyle.

Canını dişine takmış bahçe
hüznü şenliğe çevirmek için
erelim diye bir yaza daha
tek tek el verdik sakinlerine.

Zakkumlar mor beyaz salındı.
hatmi iyice boy aldı
incir göğeriyor kan damlıyor dut
nar çiçekten meyvaya daldı.

Yaz esimi eski bir sevgili
gibi okşarken saçımızı
deniz uzaktan göz kırptı
bilmem kaç elma düştü gökten.

Begonvile takıldı birden
dipte birkaç yaprak direniyordu
ne zeki hayvan şu keçi
ilk yöneldiği begonvil oldu.

Bir yaz boyu gözümüz artık
begonvilin hüznüyle dolu.

YÜKSEL PAZARKAYA

Yazdırmak için tıklayınız.

 


 Bol Bul Bulmacalar




Bloxorz       Foto Puzzle       Küp Küp


 


 Biraz Gülümseyin






KMTV Sunar...

 


 Kıraathane Panosu



Polygon Web Studio


Yazarlarımızın Kitapları


Merih Günay
"Martıların Düğünü"

Nesrin Özyaycı
"Işık -II-"


Temirağa Demir
"Her kardan Adam Olmaz"


Şadıman Şenbalkan
"Şehit Analarımızın Çığlıkları"

Hatice Bediroğlu
"Düş Kuruyor Gece"

Cüneyt GÖKSU
Serpil YILDIZ

"KÜBA - SARI SICAK BİR PENCERE"

Merih Günay
"HİÇ"

Feride Özmat
"Yanlış Zaman Hikayeleri "

C.Eray Eldemir
"Uzak İklimler"

Temirağa Demir
"Edepli Fahişeler"

 
Nesrin Özyaycı
"ÖLMESEYDİ"


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

GOM Player 2.1.16.4613 / Windows / 4.48 MB http://app.gomplayer.com/gom/GOMPLAYERENSETUP.EXE
Bilgisayarınızdaki tüm media oynatıcılarının yerini almaya namzet bir Media Player. Gerekli codecleri kendisinin arayıp bulması gibi özellikleri var. Hemen her çeşit medyayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Ve bedava. Mutlaka yükleyip kullanın derim.

VLC media player for Windows / V.0.9.9 / 16 MB
http://www.videolan.org/
İçinde tüm codec kütüphanesini barındıran açık kaynak bir oynatıcı. Bilgisayarınızın olmazsa olmazlarından biri. mp4, mov, mkv dahil hemen her formatta filmi izlemenize olanak sağlıyor. İndirin seveceksiniz.

7-Zip 4.65 (2009-02-03) for Windows / 913 KB
http://www.7-zip.org/
Winzip, Winrar gibi sıkıştırma programlarının tek alternatifi. Sadece zip ve rar formatlı dosyaları değil, hemen her çeşit sıkıştırılmış dosyayı açan, minik ama süper bir "Open Source" programı. Kendi formatında yaptığı sıkıştırmanın üzerine yok. İsterseniz zip olarak ta sıkıştırma şansınız var. Hemen indirip kurun, sonra da bana şükredin.

 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Uygulama : Cem Özbatur
2002-09©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




The Nightingales
Consuelo Luz









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20090414.asp
ISSN: 1303-8923
14 Nisan 2009 - ©2002/09-kmarsiv.com