Ekonomik Ticaret



Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.201

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 1 Mayıs 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Türk Malı Demokrasi!..

Merhabalar

Dün karaladıklarıma epeyce eleştiri aldım. Öncelikle ilgi gösterip okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Uygunsuz sıfatlara cevap verdim ama diğerlerine dilim döndüğünce buradan birşeyler söyleyeyim istedim.

"Romantik demokrat" "Türk malı demokrasi" laflarım ile bildirinin altına attığım imzaya takılmış arkadaşlarım. Çağlayan'a gidenlere "darbeci" damgası vurmayı demokratlıklığın gereği olarak görenlere ne denir hâlâ bilemiyorum. Kişisel olarak demokrasi anlayışımı sırası geldiğinde defalarca anlattım. Sınırsız demokrasinin olamayacağını, demokrasi adına cambazlık yapanlara geçit verilmeyeceğini çok söyledim. Kişisel olarak kendimi sosyal yanı ağır basan demokrat olarak hissediyorum. Sırf bu nedenle "Hepimiz Ermeniyiz" pankartıyla Hrant Dink'in de ardından yürüdüm, "Ne mutlu Türküm diyene." vecizesinin altında Cumhuriyet mitingine de katıldım. Çünkü insan gibi algılanmaktan, insan gibi yaşamaktan, saygıdan, romantik bir söylem de olsa sevgiden yanayım. Her iki yürüyüşte de yalnız olmadığımı gördüğüm için çok mutlu oldum. İlkinde, bir sürü kendini Türk diye tanımlayan soytarıdan daha Türk bir gazetecinin yaşama hakkını savunduğum için vatan haini addedilmeyi göze aldım, ikincisinde, ayyıldızın altında, Atatürk'ün bu topraklarda yaşayan, dini, ırkı, rengi, dili ne olursa olsun, kendini Türk hisseden herkesi kucakladığına inandığım o ünlü sözünü de sırtıma alıp, rejim düşmanlarına karşı Cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin yanında yürüdüm. Bugün de işçinin, emekçinin bayramı 1 Mayıs'ı gönülden kutlayacağım. İşte benim Türk malı demokrasi anlayışım bu. Çünkü ülke gerçeklerinin, ulusal yapının, geleneklerin, sınırların dışında olanların farkındayım. Her değerimi yeri ve zamanı geldiğinde cömertçe kullanmaktan yanayım. Buraya kadar hep birinci tekil şahıs kullandım çünkü genelleme yapmak istemedim ama en azından bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Görüşmek üzere, hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


Cüneyt Göksu

 Gezgin Kahveci : Cüneyt Göksu


   Venezuela ve Küba da Özgür Yazılım'a geçiyor.

Latin Amerika'nın başkaldıran bu iki ülkesi, ülkelerinin bağımsızlığı adına, ABD'nin ve Dünyanın yazılım devi Microsoft'u oldukça sinirlendirecek yeni bir konuda işbirliği yapıyorlar; Özgür Yazılım!
Yazılım'da özgürlük, kaynak kodları görebilmek, ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirebilmek ve bu değişiklikleri dağıtabilmektir. Özgür yazılımın geliştirme ve kullanım süreçleri, Microsoft Windows vb. "Tescilli Yazılım"lara ödenen lisans paralarının ülkeyi terk etmesine de engeldir. Böylece tasarruf edilen kaynaklar, Açık Kaynak Kodlu yazılımın ülkenin ulusal çıkarları doğrultusunda geliştirilmesine harcanacak, daha fazla yerel iş imkanı, dolayısıyla daha fazla katma değer yaratılacaktır.

Ülkenin Ulusal Güvenliği, başka bir ülkenin yazdığı "Tescilli Kod"a emanet edilebilir mi? O kodu geliştirenlerin, gelecekte sisteme gizlice girmek için bir "arka kapıyı" açık bırakmadıklarını, o kodu yazanlardan başka kim bilebilir? Ya da devletin resmi yazışmalarda kullandığı elektonik posta yazılımına ne kadar güvenmesi gerekir? Olası bir savaş veya anlaşmazlık durumunda, bu yazılımları üreten yabancı firmanın, diğer ülkelere dağıtımı durdurmasıyla, bilgisayar altyapısı duran ülkede nasıl kaotik bir durum olacaktır? Ayrıca, büyük yazılım firmalarının sahiplendiği patentler ve kullanım hakları, özgür yazılımın gelişmesine de önemli bir engeldir. Hiç düşündünüz mü Mozart veya Beethoven "Konçerto"nun patentini alsalardı, klasik müzik bestecileri, her besteledikleri konçerto için telif ödemek zorunda mı kalacaklardı veya süreli patent boyunca Mozart'ın izni olmadan "Konçerto" besteleyemeyecekler miydi ? Patent'lerin süresi sınırlı olsa da, kullanımı izne tabiidir. Bu durumda patenti elinde bulunduran bir yazılım üreticisi, bir başkasına, "rekabet"i bahane ederek kullandırmayabilir ama bu işin dozu iyi tutturulmazsa, "insanlığın malı" olabilen fikri üretimler kartellerin ellerinde kalabilir.

Geçtiğimiz günlerde, Bill Gates, "Tescilli Yazılım"a ve "Yazılım Patentleri"ne direniş gösteren "Özgür Yazılım Hareketi"ni yeni çağın yeni komünist hareketi olarak tanımladı. Çünkü onlar, kuralları ABD tarafından konmuş "Fikri Mülkiyet Hakları"na karşıydılar. Bu tanımlamayı bir onur payesi olarak gören Komünist Küba yönetimi ve Venezuela elbirliğiyle kamu'nun bütün bilgisayarlarını, Micro$oft Windows'tan, açık kaynak koduna dönüştürme kararını aldılar. Çin, Brezilya, Norveç vb. birçok ülkede bu yönde bir hareketlilik zaten uzun zamandır görülmekte. Küba'lılar bu geçişi sadece teknolojik boyutuyla değil, ideolojik, ulusal güvenlik, bağımsızlık ve maaliyet faktörlerini de gözönüne alarak ele aldıklarını söylemekteler. Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) Richard Stallman, Küba'da katıldığı bir toplantı da "Tescilli Kod"ların ülke güvenliği için tehdit ve risk taşıdığını söylemişti. Orta yaşlı komünist bürokratlar ve genç Kübalı bilgisayar programcılarının dinlediği Stallman, özellikle telif hakları kanunları ve yaptırımlarının, yeni mezun geliştiricileri moralmen olumsuz etkilediğini söyledi. Hastahanelerde, Küba gümrüklerinde, Küba Kültür Bakanlığında, Yüksek Eğitim ve daha birçok kurumda "Tescilli Yazılım" terkedilerek Linux kullanımına geçilmektedir. İki yıl önce 600 olan "Özgür Yazılım"cı sayısı bugün 3,000'e geldi.

Küba'nın "Tescilli Yazılımı"nı güncel tutmak gibi bir problemi de var! Oldukça yavaş olan - 65 Mbyte/sn yükleme ve 124 Mbyte/sn indirme - uydu bağlantılı Internetiyle bu yazılımların güncel sürümlerini alması çok zor. Hemen yanıbaşındaki okyanus tabanından geçen ve kıtaları birbirine bağlayan fiber kablolara da ABD ambargosu yüzünden erişemiyor. ABD'nin bu engelini, Venezuela ile ortak gerçekleştirilen ve her iki ülke arasında 1,500km'lik fiber kablo inşasını hedefleyen proje, 2 yıl içinde bittiğinde ortadan kaldıracak. Mevcut Internet kapasitesini yaklaşık 1000 kat arttıracak, erişim maliyetini oldukça ucuzlatacak ve ülkenin dışa açılmasını kolaylaştıracak, son tahlilde de pahalı ve yavaş olan uydu bağlantılı Internet'ten, daha ucuz ve hızlı olana geçiş yapılmasına olanak sağlayan bu proje, kullanım önceliğini eğitim, sağlık, araştırma ve kültür hizmetlerine vermiş Küba'yı çok rahatlatacağa benzer.

Peki ülkemizde durum ne?

Başbakanlığa bağlı TÜBİTAK bünyesinde geliştirilen Türkçe İşletim Sistemi Pardus gibi ulusal bir işletim sistemimiz oluşmakta ama hâlâ kamu kurumlarının yüzlerce, binlerce, masa üstü bilgisayarlarında kullanılmıyor; onun yerine %5-10'dan fazla özelliği kullanılmayan Micro$oft'un Ofis yazılımlarına milyonlarca dolar verilebiliyor. KESK'in son genel kurulunda, "Özgür Yazılım"a destek veren önerge reddedilmiş, böylece başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumlarının Microsoft'a teslim edilmesi hızlandırılmış oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetim Bilgi Sistemi İLSİS'in web sitesi Microsoft'un Internet Explorer web tarayıcısı dışında başka bir web tarayıcı ile görüntülenemiyor. Pardus'ta kullanılan web tarayıcısı Mozilla ise desteklenmiyor! Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün. Küba ve daha birçok ülkenin yapmaya çalıştığı gibi, özellikle ulusal güvenlik ve gizlilik gerektiren yazılım ihtiyacında kendi geliştirdiğimiz ürünleri kullanmaya yönelmeli ve yaygınlaştırmalıyız. Sadece yazı yazmak, internette dolaşmak, e-posta alıp vermek ve anabilgisayarlara bağlanmak dışında başka işlevi olmayan binlerce bilgisayar kullanılıyor ülkemizde. Sadece bunlarda bile "Özgür Yazılım" kullanarak tasarruf edebileceğimiz ulusal kaynakları düşünebiliyormusunuz? Birçok konuda ne yazık ki dışa bağımlıyız ama bu konuda hiç gerek yok. Tek ihtiyacımız kafası çalışan mühendislerimiz ve onlardan da ülkemizde yeterince var.

Cüneyt Göksu
cuneyt.goksu@vizyon.biz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
6 Kahveci oy vermiş.

 


 


Ahmet Borucu

 Kalem Çizikleri : Ahmet Borucu


  VAR'LIĞINLA VAR EYLE…

Nideyin sahn-ı çenem seyrini cânânum yok
Bir yanumca salınur serv-i hırâmânum yok (*)


Belirsiz bir zamanın belirsiz bir akşamı… Belirsiz bir akşamın belirsiz bir rüzgarı… Belirsiz bir rüzgarın belirsiz serinliği…

Belli belirsiz yanan mum alevlerinin titrekliği arasında hayalin... Tüm cisminle hissettirdin kendini bana. Saçların, gözlerin, dudakların, yanakların…

Kırmızılığa bürünmüş çehrenle gösterdin tebessümünü. Gözlerindeki yansımamı gördüm. Onlar sevdirtmişti zaten seni...

Benim yansımam… Var ettiklerimden birisi değil miydi?

Zaten seni ben var etmemiş miydim? Senin varlığın benden değil miydi? Senin varlığınla kendi varlığımı sağlamadım mı?

Sadece seni sevmedim mi? Sadece seninle olmak istemedim mi?

Şizofreni olmadım mı? Doktorlar 'o hayal' dese de seni yine hayal etmedim mi? Ettim. Seni sevdim. Canlı bir bedeni sevemedim. Seni sevdim. Korktum. Çekindim. Ama yine sevdim.

Kaç kız sevdimse hepsi platonik değil miydi? Sevdiklerim çocukluğumda sevdiğim o kıza benzesin demedim mi? Dedim. Ama benzeyenlerin kabul etmedi beni. Yaraladılar... Ben tüm heyecanlarımı onlara verdikçe onlar habersiz çekip gitmediler mi? Beni yalnızlığıma mahrum etmediler mi?

Yalnızlıktan isimsizliğini dağlamadım mı yüreğime…

Aaaah!.. İsimsiz sevgilim. Sana bir beden verdim ama isim veremedim. Nasıl verebilirdim ki; Zâtî, Lâedrî, Mürekkepçi Enverî, Nahîfî ve nice üstatlar sevdiğine isim veremezken ben sana nasıl verebilirdim.

Her gece soğuk odamda dört dönerken Fuzûlî'yi düşünmedim mi? Asıl Fuzûlî benim demedim mi? O'nun Mecnûn'u kıskandığını gördükçe asıl kıskanan benim demedim mi? Bu beyti aslında ben yazmadım mı?

Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var (**)


Ey, gözünün rengini bilmediğim, benim olmayan yarim. Yine olmadı, yine hiçbir kelime zuhura gelip seni anlatamadı. Kalemimin mürekkebini tükettim; ama seni yazmakla bitiremedim. Özür dilerim. Benim için anlatılamayacaklar listesindesin.

Şu veya bu özelliğini bilmediğim, kavramlar arasında kavram bulamadığım; şu belirsizler içinde gel var eyle beni! Al yanına; yoksa günlerim seni anlatamamakla geçecek.

Yokluğunla yokluk hissettirme.

Var eyle bedenimi.

(*) Âh nideyim gül bahçesini dolaşmayı, cânânım olmadan!
Yanımda nazlı nazlı salınan o servi boylu sevgilim olmadan! (Mürekkepçi Enverî)

(**) Bende Mecnûn'dan çok daha aşıklık kabiliyeti var.
Sâdık âşık benim, Mecnûn'un ancak adı var. (Fuzûlî)

Ahmet Borucu


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,869,869,869,869,869,869,869,869,869,86
7 Kahveci oy vermiş.

 


 


Sabiha Rana

 Beyaz Düşler : Sabiha Rana


  Porno mu dediniz?

Pornografi şiddet içerikliyse kadınlara haddini bildiriyormuş, erkeklerinde kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlıyormuş..
(İsterseniz sizde benim gibi yapın, yazıyı bir kez daha okuyun.)
Demek ki gerçek hayatta ne varsa Pornografide de o varmış.

Kadına şiddet nerede yok ki?

Bu demek oluyor ki, severken dahi!
Gaffur'un değimiyle, ''Anladınız siz onu!''

Meğer şu bizim internetin yaygınlaşmasıyla pornografiye ulaşmak, dünyada ve Türkiye'de hem kolaylaşmış hem de yaygınlaşmış.
Her eve lazım ya? Ondandır mutlaka..

Konu kadınsa ve de şiddet içermesi de gerekiyorsa hele de zevk içinse, elbette devam etmeli ve yaygınlaşmalı hatta bunun için, elimizden geleni ardımıza koymamamız gerek, öyle değil mi bayanlar baylar?

Pornografi?

En çok Heteroseksüel erkekler için gerekiyormuş ve onlar için üretiliyormuş.
Gay pornosu üretimi Heteroseksüel pornosu üretimini arkadan takip ediyormuş..
Anlayacağımız pornografi en çok, erkekler, Heteroseksüeller ve eşcinseller için üretiliyormuş..
Kadınların da azda olsa, üretimde ve tüketimde katkıları varmış.

Başta oğlan çocukları, ( böyle ifade edilmiş ) olmak üzere, bütün çocuklar seks hakkındaki bilgileri ( yanlışı ve doğrusuyla ) pornografi aracılığıyla ve internetten öğreniyormuş.

Burada, ailelere ''DİKKAT'' demekte fayda görüyorum..

Bizler son aylarda sıkça duyduğumuz, içimizi paralayan ''çocuk pornografisi'' haberleriyle, pornogrofiyi daha yakından tanımaya ve tartışmaya başladığımız anlaşılmış, ''yapılan araştırmalarda.''

Biz yetişkinlerin, çocuk pornografisinden daha çok, yetişkin pornografisini daha ciddiye almamız gerektiğini hatırlatmış uzmanlar..

Hani şu yasak olmayan, tartışılmayan, herkesin internete kolayca girip çıktığı, baktığı, izlediği, pornografiyi örnek vermişler.

Özellikle yetişkin pornografisinin, hele de konuları itibariyle, kadına yönelik şiddete yer verildiği için ve bir de bunun, izleyenlere çok doğal bir şeymiş gibi sunulduğunu, gözlemlediklerini ifade etmişler.

Ayrıca! Bu işi, ''meşrulaştırmış'' anlamına geliyormuş.

Hem de şu an, bizlerin göremediği bir çok ciddi problemi de beraberinde getiriyormuş.

Ülkemizde pornografi:

"Cinsel organların ve cinsel birleşmenin cinsel tahrik yaratma amacıyla, alenen gösterildiği, ya da tasvir edildiği yayınlar" anlamına gelmekteymiş.

''Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi''

''Kadına yönelik şiddet'' şöyle tanımlanıyormuş, aynen aktarıyorum.

"İster kamusal, ister özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel ya da psikolojik zarar veya acı veren ya da verebilecek olan herhangi bir cinsiyet-temelli şiddet eylemi veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama ya da keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma".

Bildirgedeki kadına yönelik şiddet türlerinin sıralanışı:
Aile içinde kız çocuklarına yönelik cinsel taciz
Evlilik içi tecavüz
Her türlü fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ile işyerinde, eğitim kurumlarında ve diğer kamusal alanlarda tecavüz, cinsel taciz ile kadın ticareti ve fuhuşa zorlama olarak, sıralanıyormuş..

Pornografi ve kelime anlamı?
Pornografi eski Yunanca bir kelime. "Porne" ("fahişe") ile "graphos" ("yazmak/çizmek") sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşan bir terim.
Literal anlamda "fahişeler üzerine yazmak" anlamına gelen.
Sözcüğün İngilizce'y 19. yüzyılda girdiği söyleniyor çeşitli kaynaklarca.

Değerli bilginize!

Ankara ODTÜ'de düzenlenmiş olan, ''Sosyoloji Günleri'nden'' ve Ayşe Sargın hanımefendinin çalışmalarından paylaşmaya çalıştım.
Bu vesileyle, bu konuya olan katkılarından dolayı kendilerine saygılarımla çok teşekkür ediyorum..

Sabiha Rana
http://www.sabiharana.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Hasan Şahin


ESKİDEN DE OYUN OYNARDIK

Güneş hep gülümseyerek doğardı o yıllarda,
Hayat sadece mutluluktu, sadece sevinç,
Koşulların önemi yoktu, neyin ne olduğunun,
Kafanı kaldırıp seyrettiğin yıllardı...
Oynamak çok zordu, zaten gerek de yoktu.
Daha batmamıştı dikenleri bir şeylerin
Belki de dikenlerin arasında gözlerin yoktu,
sinirlerin yoktu, sadece düşlerin vardı.
Senin dünyan burası değildi kesinlikle,
çok uzaklardaydı, dokunamasan da
hissediyordun, yaşıyordun...

Daha akşam olmamıştı o yıllarda,
Karanlığı görmüyordu gözlerin, algılamıyordu.
Niye diye sormuyordun, mücadelen oyunlarındı
sadece güneş olduğu zamanki oyunların...
Herşeye, herkese güveniyordun nedense.
Hiç bitmezdi oyuncak kutularındaki umutların,
Bilmiyordun ileride kullanacağını ama koruyordun onları,
saklıyordun...

Hiç pişman olmazdın, kusursuzdun kendi yaşıtların gibi...
Bildiklerin gördüklerin değildi,
Hiç kimsenin ulaşamayacağı, tahmin edemeyeceği
bir yerde saklıyordun ufkunu ve yaşadıklarını...
Biteceğini bilmezcesine yaşıyordun yıllarını.
Bilmiyordun iki adım sonra her şeyin
senin oyunlarından farklı oyunlar olabileceğini.
Bilemezdin, bilmemen lazımdı zaten...
Ağır ağır yaklaşıyordun yabancı oyunlara,
Bir an bir kapıyı açacaktın
ve yeni oyunları oynamaya başlayacaktın
senin sandığın dünyada....

Hasan Şahin


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,839,839,839,839,839,839,839,839,839,83
6 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Işık Etkin

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.580 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


Mahzende…

Bir mahzen yaratmış Tanrı…
Her bir ruhu ikiye bölmüş,
Ve kapatmış onları ayrı ayrı.
Cehennemi dünyaya gönderirken,
Olmuş birbirlerini bulmak cezaları.
Kimi saatler geçirmiş, kimi asırlar
Günahkâr olmuş birbirlerini bulamayanlar.
Oysa kutsanmış bir araya gelen
Ve mahzenin deliklerinden geçen rüzgârın eşliğinde sevişen.
Damarlarındaki kan acı şarabın kırmızısı,
Çıkmak için haykırmış dışarı.
Ama bu beden denen mahzen
Yıllandırmış her bir ömrü ayrı ayrı.
Aşkı bulamayan ise acı çekerken,
Kuruyan gül gibi yapraklarını döker.
Yapraklar birbirlerini kaybederken
Geriye kalır yalnızca dikenler.
O dikenler ki işte kanı akıtan,
Yıllanmış şarapları değersiz kılan.
Bu beden ki öyle bir mahzen,
Nasıl yarattıysa:
Ancak yıkar Tanrı.
İşte o zaman serbest kalır âşıklar ancak
Ve dağılırlar ayrı ayrı.
Sonra gökyüzünde,
Yine ararlar birbirlerini.
Sonra yine rastlaşırlar ve sevişirken
İşte o zaman yok olup gider bu mahzen.
İkiye bölünen her ruhu birleştirirken,
Ve yok ederken ayrılığı
Affeder onları Tanrı.
Çünkü o mahzen yok olurken,
Bulmuşlardır onlar o kutsanmış aşkı…

Rana M. Özenç

 


 Bulmaca - Sudoku




SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.



 


 Biraz Gülümseyin




KMTV Sunar...

Yukarı


 


 Kıraathane Panosu


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Valla uzun uzadıya yazmaya gerek görmeden tavsiye edebileceğim bir web sayfası http://www.modelyazilim.com/ Bu web sayfasında ticari işletmeler ve ticaretle uğraşanlar için aklı başında ve uygun fiyatlı özel yazılımlar mevcut. Hep eğlencelik değil ya, biraz da ticari anlamda işinize yarayacak kısa yollar vereyim dedim. Haydi hayırlı işler, bol kazançlar...

...Mikronezya'daki Pingelap adasında yaşayan insanların 20'de birinde total renk körlüğü var. Bu kişiler renkleri hiç algılamıyor, dünyayı siyah-beyaz bir televizyondan izlermiş gibi görüyorlar. http://renkkoru.sitemynet.com/renk/index.htm Konu üzerinde 30 yıldır araştırmalar yapan bilimadamları bu hastalığa neden olan gen bozukluğunu tespit ettiler. Ancak, söz konusu tespit, tedavinin de hemen bulunacağı anlamına gelmiyor... Konu hakkında bilgisiz kalmamak için tıklayın.

Kuşlara ve özellikle kuş fotoğrafçılığına ilgi duyuyorsanız http://www.richardbedford.co.uk/ web sayfasında uzun yıllardır bu işle uğraşan kuş fotoğrafçısı Richard Bedford'un bu işi nasıl yaptığını örnekleriyle görüp öğrenebilirsiniz. Mütevazi bir tarzdaki anlatımıyla, bu işe meraklı ve gönül verenleri bilgi alabileceği hoş bir kaynak.

İster bilgisayarınızda duvar kağıdı olarak kullanın, ya da isterseniz sunumlarınız için arka plan olarak kullanın. http://www.apparence.org/ Bu web sayfasında bulacağınız tüm resimler, her yerde bulabileceğiniz türden resimler değil ve genellikle 1280x1024 çözünürlükte.

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı


 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM













Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20070501.asp
ISSN: 1303-8923
1 Mayıs 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com