Yazılan,  Okunan,  Kopyalanan,  İletilen,  Saklanılan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete Yıl: 6 Sayı: 1.303

Sisteme gir!

Merhaba Sevgili KM dostu, hoşgeldiniz!

 30 Ekim 2007 - Fincanın İçindekiler



 



 Editör'den : Neresini eleştireceksiniz?!..


Merhabalar,

Bu sene biraz farklı kutladık bayramımızı. 29 Ekim'ler hep farklı olmuştur ama bu sefer ki daha bir duygu yüklüydü. Terörün gölgesinde ama vatan sevgisinin ışığında, pırıl pırıl bir bayramı burukta olsa kutladık. Ne mutlu bizlere ki, bu Cumhuriyete sahiplenen, 84 yılın ardından bile minnet dolu olduğu Ata'sına sahip çıkan insanların memleketi Türkiye. Şehit verdiği evladının ardından "Vatan sağolsun" diyebilen ana babaların, önce "Atam" demeyi öğrenen bebelerin yurdu Türkiye. Üniter devlet yapısıyla, istisnasız herkesi kucaklamayı becerebilen, bunu başarabildiği için kıskanılan, kıskanıldığı için rahat bırakılmayan, sıcak coğrafyanın yaşanılası memleketi Türkiye. Ve ne mutlu bu memlekete sahip olan bizlere!..

Yapılamayanları, beceriksizleri yazmaya elim gitmiyor. İşin doğrusu bu belirsizlik sürdüğü sürece de yazmak kolay olmayacak. İşleri kolay değil farkındayım ama zorluk, problemin güçlüğünden çok, genel anlamda teslim olmuşluktan kaynaklanıyor. O zaman detayları eleştirmenin pek anlamı kalmıyor. Şimdi burada Kuzey Irak'ta havlayan aşiret başlarına kızmak istiyorum ama bir el ağzımı kapatıyor. Çünkü önce, bu başa o fırsatı veren baş buş'ta ve içeride gerektiğinde cevap veremeyenlere kızmak lazım. Oysa bu da detaylardan biri ve söylenilen her laf anlamsız. Hergün birer ikişer şehit haberleri gelirken, hâlâ 6 Kasım'da yapacağı buşt ziyaretine bel bağlayan, tüm oyalamalara, aşağılık tehditlere sessiz kalan, topu genelkurmaya attığı için rahatlayan, eli kolu bağlı bir başbakanın neresini eleştireceksiniz ki? Çuvaldızı kendimize batırdığımız zaman söylenecekleri sözleriz elbet ama şimdi durum farklı ve cevap vermesi gerekenlerin de yüreği ancak bu kadar. O zaman gereken tepkiyi bizim göstermemiz kaçınılmaz. Yılmadan, ürkmeden, elde bayrak sokaklarda yürümeye devam. Kötü haberlerin az olacağı bir hafta dileğiyle hoşçakalın.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle...

Cem Özbatur








Yukarı


 


M.Nihat Malkoç

 Kahveci : M.Nihat Malkoç


  SEVDAMIZDIR CUMHURİYET

Cumhuriyet sevdamızdır…

Duyguların ve düşüncelerin sarpa sardığı demlerde zihnimizi aydınlatan güneşsin Cumhuriyet… Sen ki bize şah damarımız kadar yakınsın. Bulutların arkasına saklanan umutları bulup koyarsın önümüze. Gelmeyen baharların müjdesini sunarsın belleğimize. Kitaplarımızda senin ağırlığını hep hissederiz. Sevgin ruhlarımızı esir edeli beri gerçek özgürlüğümüzü bulduk. Sana olan sevgimiz bulutlara değecek kadar büyük ve görkemli… Duygularımızda, düşüncelerimizde, hayallerimizde, emellerimizde hep senin varlığının ağırlığını hissediyoruz. Karlar altında kalan ümit çiçeklerini tazeleyen sensin. Bembeyaz kar yığınlarından çıkıp filizlenen kardelensin sen…

Cumhuriyet sevdamızdır…

Hayranlık duygularıyla beslenen bakışlarımız sana dönüktür. Karanlıklar üstüne doğan dolunaysın sen. Kapkaranlık gecelerde büyüyen en parlak yıldızımız sensin. Kararsız anlarımızda en isabetli kararımız, tek kılavuzumuz, tek akıl hocamızsın. Yaralı bilinçlerde nasırlaşan korkularımıza perdesin. Seni kalemler yazmakta, şairler anlatmakta aciz kalıyor. Mutluluğun resmini çizmemi isteyen öğretmenime seni tasvir eden bir resim çiziyorum. İçimdeki mutluluğun kaynağı sensin. Geleceğin çeşmesi senin pınarlarından besleniyor. Mutlu yarınlara giden yolların kavşağında yollar seni işaret ediyor. İçimdeki yangınları senin tazyikli suyunla söndürüyorum. Yarım kalan baharları senin atmosferinde tamamlıyorum.

Cumhuriyet sevdamızdır…

Baktığım bütün aynalarda senin siluetini seyrediyorum. İçtiğim bir bardak suya bile senin sevgin, güvenin ve doyumsuz hazzın karışmış... Dinlediğim bütün nağmeler beni sana götürüyor. Sözlüklerimiz senin şanlı adını onurla taşıyor sayfalarında. Donuk bakışlarımıza can ve heyecan katan o bitimsiz Cumhuriyet coşkusudur. Gonca güllerimiz tarifsiz kokusunu senin güzelliğinden alıyor. Tavus kuşunun renk cümbüşünde, ak güvercinlerin özgürlüğe yol alan kanatlarında, balıkların parlak pullarında, aslanın hırçın yelelerinde onurunu, erişilmezliğini, doyumsuzluğunu, yenilmezliğini görüyorum. Çocuklar kadar saf ve günahsızsın. Yıldızlar gibi yükseklerdesin. Işığını esirgeme zifiri karanlıklarımızdan…

Cumhuriyet sevdamızdır…

İçimizdeki buzları güneşinle, sıcağınla, kızgın nefesinle erittin. Sütlü kahvemizin köpüğünde, hararetli anlarımızda içtiğimiz suyun duruluğunda, buhranlı anların ruh kasvetlerinin sükûna erdiği zaman dilimlerinde gölgenin aksini görüyorum. Beklemenin ateşten daha yakıcı olduğu hasret nöbetlerinde vuslatın hazzıyla eşdeğersin sen. Senin gidişin gönüllerin tarumar olması demek; senin susuşun baykuşların konuşması demek, senin uyuman, canavarların uyanıklığı demek... Boşa gider mi bunca yıllık emek?... Sen ki en büyük kazancımızsın. Fukaraların bile gönül sofralarını mamur eden, tattıkça çoğalan ve baktıkça güzelleşen emsalsiz bir nimetsin. Mahzunlaşan bakışlarımız, şerefinle göğe değiyor. Sen bizim sırça köşklerimizin şerefli misafirisin. Aslında misafir değil, ev sahibisin sen. Senin ömrünün azameti ve uzunluğu bizimkilere nazaran kıyas götürmez büyüklüktedir. Bizimkisi kelebeğin ömrü ölçeğindedir. Yansak da, mum ışığının gönüllü pervanesiyiz. Bizler insanlığın yolunu aydınlatan mübarek ateşinde yok olmaya razıyız, yeter ki senin ışığın hiç sönmesin.

Cumhuriyet sevdamızdır…

Canımızda can gibisin cumhuriyet, damarlarımızda kan gibisin sen. Teneffüs ettiğimiz hava gibi, içtiğimiz su gibi, sol yanımızda taşıdığımız yürek gibi paksın, lüzumlusun. Soframızın baş tacı ekmek gibi muhteremsin. Hakikat kavşağında bütün yolların ucu sana çıkıyor. Mevsimler senin atmosferinde soluklanıyor. Dara düştüğümüzde çalacağımız tek kapı sensin. Sen ki Atatürk'ün bıraktığı en kıymetli emanetsin. Seni gönlümüzün en temiz köşesinde, gözlerimizin ferinde, bedenimizin terinde taşıyıp geleceğe aktaracağız.

M.Nihat Malkoç
mnm61mnm@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
1 Kahveci oy vermiş.

 


 


Alkım Saygın

 Kahveci : Alkım Saygın


  Hırsız Haklarını Koruma Derneği

"İstanbul Emniyet Müdürlüğünden büyük bir başarı daha.. İstanbul Emniyeti son günlerde artan suç olayları karşısında gösterdiği üstün başarılara dün bir yenisini daha ekledi. Şişli ve Bağcılar'da son iki haftadır sekiz dükkân, bir süpermarket, altı da ev soymayı başaran Tamer K. sonunda suçüstü yakalandı. Ne var ki AB Müzâkereleri çerçevesinde yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle yaşı küçük olduğu için hiçbir cezâ almayacağı, bu yaşta bir çocuğun yetiştirme yurdunda tutulmasının da çocukların sağlıklı büyümesi hakkına aykırı olduğu ve tüm çocukların anne babalarının yanında büyümesi hakkının hiçbir zaman ve hiçbir biçimde sınırlandırılamayacağı iç hukukumuza yerleştirildiği için iki gün içinde serbest bırakılacağı ve maalesef hırsızlığa devâm edeceği sanılıyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 14 Eylül 2026)



"Taksim'de güpegündüz kavga.. İki gün önce serbest bırakılan Tamer K., İstanbul'daki suç örgütlerini birbirine düşürdü. Tamer K.'yi transfer etmek isteyen Hırsızlık Bizden Sorulur isimli suç örgütü ona Boğazda bir apartman dairesi ve bir de son model araba teklif etti. Hırsızlık Baba Mesleğimizdir isimli suç örgütü ise Taksim'de bir ev ve iş hanı ve bir de Avrupa seyahati teklif etti. Tamer K., HBM'nin teklifini kabûl ettiğini açıklayınca HBS üyeleri HBM üyelerini Taksim'de sıkıştırıp yanlarında getirdikleri sopalarla fenâ hâlde dövdü. Olayların kızışmasından endişe ediliyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 18 Eylül 2026)



"Taksim'de olaylı gece.. Verdikleri transfer teklifini kabûl etmeyen Tamer K.'ye öfkelenen HBS üyeleri önceki gece taksimde terör estirdi. Çıkan çatışmalar sonucu Tamer K. olay yerinde hayâtını kaybetti. HBM üyelerinden sekizinin de hayâtının tehlikede olduğu açıklandı. Tamer K.'nin babası Kemâl K. gazetecilerin sorduğu bir soru üzerine şöyle konuştu: 'İçim çok acıyor. Ben oğlumu yetiştirmek için yıllarımı verdim. Bu ülkede hırsızların yaşama hakkı yok mu.. Yetkililerin bu konuda gereğini yapması için elimden geleni yapacağım ve hattâ Avrupa İnsan Haklarından Yararlanma ve Suçluları Koruma Mahkemesine kadar bile gideceğim..'" (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 25 Eylül 2026)



"Kemâl K.'den AİHYSKM'ne başvuru.. Bir hafta önce oğlunu kaybeden acılı baba Kemâl K.'nin Avrupa İnsan Haklarından Yararlanma ve Suçluları Koruma Mahkemesine başvurduğu öğrenildi. Kemâl K. dilekçesinde şunları yazdı: 'Ülkemde hırsız hakları yok sayılıyor, devlet bizi korumak için gerekenleri yapmıyor; çalışma hakkımızı ve ekonomik özgürlüklerimizi gerektiği gibi karşılayamıyoruz. Bu konuda âcil önlem alınması için gereğinin yapılmasını arz ederim.'" (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 2 Ekim 2026)



"AB Müzâkerelerinde yeni bir kriter daha.. Son yirmi yıldır aralıksız süren; ama henüz Türkiye lehine bir arpa boyu bile yol alınamayan AB Müzâkerelerinde yeni bir kriter daha gündemde: serbestçe zenginleşme hakkının tüm yurttaşlar tarafından hiçbir sınırlandırma olmaksızın kullanılması için gerekli hukukî ve idârî düzenlemeler yapılmazsa Müzâkerelerin sona ereceği açıklandı. AB Parlamentosunda da Türkiye'de âcil olarak Hırsız Haklarını Koruma Derneği isimli bir dernek kurulması ve bu derneğe her türlü yardımın yapılması kararlaştırıldı. İktidarda bulunan Millî Takiye Partisinin bu karâra nasıl bir tepki göstereceği merak ediliyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 17 Kasım 2026)



"Sivil toplum atağa geçiyor.. AİHYSKM'nin aldığı son karârı ve AB Parlamentosunun Hırsız Haklarını Koruma Derneği önerisini yerine getireceğini deklare eden Hükümete tepki olarak sivil toplum örgütleri birleşmeye ve ortak mücâdele etmeye hazırlanıyor. AB Bizi İstemiyor Biz de AB'yi İstemiyoruz Örgütünün lîderi Mustafa Aslâpesetmez konuyla ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında şöyle konuştu:

'AB'nin bizi istemediği çok açık. Yıllardır önümüze olmadık kriterler sundular, şimdi de Hırsız Haklarını Koruma Derneğini yeni bir kriter olarak sunuyorlar. Amaçlarının bizi bezdirmek olduğu, AB'ye katılma saplantımızdan vazgeçmemiz gerektiği çok açık. Bizden istedikleri hiçbir düzenlemenin hiçbir AB ülkesinde olmadığı çok açık. Türkiye, bu güzel ülke bunları hak etmiyor, bu kadar aşağılanma artık çok fazla. Mustafa Kemâl'in inşâ ettiği ülke bu ülke değil, bu ülke maalesef son yetmiş beş yılda "çağdaşlık"ın son derece yanlış ve hastalıklı bir biçimde algılanmış olması nedeniyle ileriye doğru değil; geriye doğru gitti. Biz Kemalistler devletin tüm yurttaşlarını korumasını, tüm yurttaşlarına eşit hak ve özgürlükler sağlamasını; ama suçluların gerektiği biçimde cezâlandırılmasını istiyoruz, hak ve özgürlükleri ihlâl edenlerin cezâlarını çekinceye kadar bu hak ve özgürlüklerden yararlandırılmasını doğru bulmuyoruz. Hem belirli bir hak ve özgürlüğün başkalarının hak ve özgürlüklerini ihlâl etmesi ise aslâ kabûl edilebilir değildir. Dolayısıyla serbestçe zenginleşme hakkı, hırsızlık hakkı gibi şeyleri komik bulmanın da ötesinde, bu ülkeye yapılan birer hakâret olarak görüyoruz. Bizim insan hakları ölçütümüz budur, bizim ölçütümüz tüm yurttaşların hak ve özgürlüklerden en ideâl biçimde yararlanmasının olanaklı koşuludur. Bu îtîbârla bizler Avrupalı işbirlikçilerden çok daha çağdaşız. İktidarda bulunan Millî Takiye Partisi bu gaflet uykusundan âcilen uyanmalı ve hukuk sistemimiz bu doğrultuda yeniden düzenlenmelidir.'

Bu sözlere Hükümetin ve Millî Takiye Partisinin nasıl bir cevap vereceği merakla bekleniyor." (Türkiye Çeteler Cumhuriyeti Resimli Gazetesi, 20 Kasım 2026)

Alkım Saygın


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
7 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Hasan Demirpaz


Bekle beni mutluluk

Bekle beni mutluluk, ben geleceğim. Ne olursa olsun bekle. Ben mutlaka geleceğim. Dik yamaçlardan kıvrıla kıvrıla da gelse sana yollar, aşıp geleceğim. Dedim ya, bekle beni, mutlaka geleceğim.

Göz gözü görmez de olsa yollar tipiden, sen merak etme, ben geleceğim. Ben üşümem Mutluluk, ben üşümem. Yorulmam da üstelik. Hatta şikâyet bile etmem ne soğuktan ne de yorgunluktan.

Bir kuşun kanadında gelirim belki, belki de bu rüzgârın eteğine tutunur gelirim. Ama gelirim ben Mutluluk, geleceğim. Sen öyle kal, sen öyle ferah, öyle serin kal.

Sen öyle dört yapraklı yonca olarak kal, ben bulacağım seni. Geldiğimde yanına, güller açacak yüzümde gözlerimde. Sen nadide bir inci tanesi olarak kal, bekle beni. Derinlerde ol, ama için, derinlerin hep ferah olsun. Ben gelip çıkaracağım seni. Çıkarıp seni, boynuma, göğsüme, tam da yüreğimin üzerine asacağım seni. Ben geleceğim, bekle beni.

Gözlerinde bir gülümseme bulacağım geldiğimde, sen o zaman bak benim halime. Gözlerin güldüğünde mutluluğun aksini bende göreceksin, bekle beni. Bu günler sana gebe Mutluluk, sana gebe ve doğum çok yakın. Ben geleceğim, ne olursa olsun geleceğim. Ne olursa olsun bekle beni.

Çok beklettim belki seni, beklerken üşüttüm de hatta. Ama Mutluluk, sen korkma, ben geleceğim. Dediğim saatte orada olamadım, geciktim randevuma. Ama geliyorum, mutlaka geleceğim senin engin denizine kendimi bırakmak üzere.

Çiçek açmış dalların arasında olmadı yolculuğum, tipiye tutuldum yolda. Mevsimsiz oldu tipi üstelik. Ama olsun be Mutluluk, olsun bakalım. Nereye kadar tutabilir ki beni, ne kadar daha oyalayabilir ki.

Dedim ya, göz gözü görmez oldu bir ara, yuvarlandım sanki bir yamaçtan. Belki ben bastığım yere dikkat etmedim, belki bastığım taş dönüverdi işte. Karanlığa yuvarlandım bir gece vakti. Sendeledim belki sonra, ayaklarımın üstüne basarken acıdı yaralarım.

Paralanmış elbiselerim çamur içinde belki şimdi, acıyan yerlerimi de duymaz oldum artık. Tüm derim nasır tuttu, ne soğuk dokunuyor şimdi bana, ne de yüzüme çarpan rüzgârın o keskin kenarı. Bir zırh gibi giydim üstüme bu kalın kabuğu. Ama içim sıcacık be Mutluluk, ama içim yumuşacık seninle.

Sen varsın ya içimde içim ne kadar sıcak bir bilsen. İyi ki bu dünyada sen varsın Mutluluk. İyi ki varsın. Hayalin dahi kocaman bir umut, dünyamı ısıtan, güneş kadar büyük bir sıcaklık varlığın.

Hasan Demirpaz


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
2 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Beyhan Ada


YAŞAM iZLERi -2

Küçük şirin bir köydü çocukluğumun mekanı, küçüktü küçük olmasına ya, yaşanan değerler büyüktü, bir başka anlamlıydı herşey ozamanlar.

Yemyeşil bahçelerin de nasıl da sevimliydi içine sığamadığımız evlerimiz. En büyük zevkimiz koca dut ağacına kurulan salıncağımızdı. Urganlardan kurulan salıncağın üstüne annemin koyduğu şiltede ki rahatı alamadım şimdiki kuş tüyü yataklarda.

?ğlen yemeği için sofralar da kurulmadı önümüze, fırından çıkan sıcacık somundan bir parça kaptınmı, hele birde tereyağı, üstüne de şeker serptinmi yoktu senden fiyakalısı. Gazete kağıtlarından yapılan uçurtmamızın kuyruğunda asılıydı gülüşlerimiz. Dere kenarlarında yaşanan aşklara yazıldı sevda türkülerimiz. Bayramdan bayrama alınan entarilerimiz günlük giyime yasaklıydı, adamlık bunlar diye asılırdı kapı arkasında ki askıya, üzerinde bembeyaz bir çarşafla.

'Birgün Zinep'lere domatis salçası yapılcak, öbürgün hatçe ingeye makarna kesilcek, öbürsü gün de sütannen de tarana yuğrulcak kızanım' diyen annemin iş paylaşımlarında yardımlaşmanın değerini öğrendik çocuk yaşımızda.

Hidrillez de yakılan ateşin üzerinden atlarken, günahlarımızdan arındığımızı düşündük, ateşin neden yakıldığını bilmeden. Yaz tatillerinde camiler de kuran kurslarında öğrendik hatim etmeyi, ödülümüzdü boynumuza asılan altın turalar. ?yle zevkliydi ki, yeni doğmuş kuzuya gazoz şişesinin ağzına takılı memeden süt içirmek, ağzının kenarından taşan köpükleri seyretmek.

Küçük köyüme dönemeyeceğim artık biliyorum, dallarına salıncak kurduğumuz dut ağacının hakkını da ödeyemem. Tereyağlı köy ekmeğinin tadını da bulamadım kepekli ekmekler de. Adamlık entarim şimdilerde toz bezidir ben onu giymeye kıyamamışken. Hidrillez ateşi yakmayalı yıllar oldu, kınalı kuzum şimdi kimbilir hangi Kurban bayramına kurban gitti. Arda kalan yardımlaşma değeri ve öğrendiğim Kuranı Kerim di.

Beyhan Ada


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


9,679,679,679,679,679,679,679,679,679,67
6 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Kahveci : Mete Çağdaş


BANA TALABANİ'NİN KORKUSUNU
BARZANİ'NİN KÖPEKLERİNİ GETİRİN..!


ABD tasmalı Irak devlet başkanı Celal Talabani,
Türkiye'nin Kuzey Irak içersinde yapacağı PKK operasyonu ile ilgili olarak yaptığı açıklama da
" Bizden değil PKK'lı,bir kedi bile alamazlar" demiş.
Şimdi " Yüzüne tükürmek lazım ama bunların suratına savrulan tükürüğe bile yazık.
Saddam döneminde O barzani peşgermesiyle birlikte, az mı aşındırdılardı Türkiye'nin kapısını.
" Ne olur bize yardım edin, Saddam'ın zulmünden kurtarın "diyerek,köpekler gibi yalvarmadılar mı?
Kimsenin adam yerine koyupta yüzlerine bakmadığı günlerde, bu devlet O'nlara sahip çıkmamış mıydı?
Ayaklarının altlarına bile kırmızı halılar serilip, devlet başkanları gibi karşılanmamışlar mıydı?
Gel gör ki şimdi Amerika'ya dayayıp arkalarını, efelik yapıyorlar bizlere..!
Türkiye'nin operasyondan vazgeçmek için şart koştuğu " Bize PKK'nın lider kadrosunu verin, bu operasyondan vazgeçelim"önerisine verdiği cevaba bakın.
" Değil PKK'lı , bir kedi bile vermeyiz ve alamazlar..."
Ah talabani ahh..!
Değil kedi,donuna kadar alırız ama eh işte..!
Sonra senin kedilerin zaten nankör
Bize o Köpeklerin lazım..!
Ağzı salyeli,kuduz köpeklerin.
Cinsi belirsiz,soysuz köpeklerin lazım...
Baksanıza aklına ilk gelen hayvan adı kedi oluyor.
Neden kuş değil, Ya da balık?
Hemen " kedi" diyor?
Çünkü,Nankörlük ruhlarında " kedi" derken kendini tanımlıyor aslında
Niye???
Bunların alayı nankör de ondan.
Türkiye artık sözün bittiği yerdedir ve şimdi tokatı vurma zamanı.
Büyük devlet boş konuşmaz, gereken ne ise onu yapar..!
Benim mehmetçiklerden bir ricam olacak
" Dönüşte bana talabani'nin korkusunu
Barzani'nin köpeklerini getirin.
İmralı daki çakala misafir göndereceğim..."

Mete Çağdaş
mettecagdas@hotmail.com


Bu yazıyı arkadaşına önermek ister misin?


10,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,0010,00
4 Kahveci oy vermiş.

 


 


 Dost Meclisi


YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Fotograf : Leyla AYYILDIZ

Kahveci dostların tüm eserlerini KM SANAT GALERİSİ'nde görebilir,
dilerseniz duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

<#><#><#><#><#><#><#>

Kahve Molası, siz sevgili kahvecilerden gelen yazılarla hayat bulmaktadır.
Her kahveci aynı zamanda bir yazar adayıdır.
Yolladığınız her özgün yazı olanaklar ölçüsünde değerlendirilecektir.
Gecikme nedeniyle umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur:-))
Kahve Molası bugün 4.800 kahvecinin posta kutusuna ulaşmıştır.

Yukarı


 


 Tadımlık Şiirler


CUMHURİYET PINARI

CUMHURİYET PINARI O'dur yurdumuzun canı cananı kanı kemiği eti
Karanlık gecelerimizi aydınlatan ayı yıldızı
Nöbetçi asker oğlu, çiçekli hemşire kızı
Tutsaklıktan kurtaran hukuk devleti

Cumhuriyet bizim şanımız
Uygarlık tüten ocağımız

Onunla yerle bir oldu karanlık korku
Odur kovan her türlü zulmü saltanatı
Yüceltti bizim kültürümüzü ve sanatı
Koştu doludizgin ileriye erdemli atı

Cumhuriyet bizim şanımız
Bağımsızlık bayramımız!

Erhan Tığlı

 


 Bulmaca - Sudoku




SUDOKU bir mantık bulmacası. "Suji wa dokushinsha ni kagiru" nın kısaltılmış hali, "Sadece tek sayıya izin var." diye tercüme edilebilir.

Kuralı çok basit. Her boş kareyi 1'den 9'a kadar bir rakamla doldurmak zorundasınız. Ama karelere yazılacak rakamları öyle ayarlayacaksınız ki, her satırda, her sütunda ve 3 x 3 kareden oluşan her blokta 1'den 9'a kadar bütün rakamları kullanacaksınız.
Gitmek için tıklayın.
Kolay gelsin.



 


 Biraz Gülümseyin




YORUMLARINIZI GALERiMiZDEKi iLGiLi BÖLÜME BIRAKABiLiRSiNiZ.
Yorumlarınız için bekleriz.

Çizer : Hüseyin Alparslan

Yukarı


 


 Kıraathane Panosu




ben.sen.o@kahveciyiz.com

Böyle bir adresiniz olsun ve Google rahatlığıyla kullanayım diyorsanız, adınızı soyadınızı ve kullanmak istediğiniz kullanıcı adını editor@kmarsiv.com adresine yollayın. Hemen alıp 2GB kapasite ile kullanmaya başlayın. Neye benzediğini gmail.com adresi kullanan arkadaşlarınıza danışabilirsiniz.

Tamamen ücretsiz, sadece siz kahvecilere özel.


İstanbul için Son Hava Durumu
ISTANBUL ISTANBUL
Ankara için Son Hava Durumu
ANKARA ANKARA
İzmir için Son Hava Durumu
IZMIR IZMIR
Kaynak: http://www.meteor.gov.tr

Yukarı


 


Akın Ceylan

 İşe Yarar Kısayollar


  Şef Garson : Akın Ceylan

Vatandaşlarım! Sekiz sene evvel, mustarip, ağlayan İstanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım. Teşyi edenim (uğurlayanım) yoktu. Sekiz sene sonra, kalbim müsterih olarak, gülen ve güzellemen İstanbul'a geldim, iki büyük cihanın birleştiği noktada, Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir. Sekiz sene önce buradan ayrılırken, kalbi yaralı olanlardan biri de bendim. Sekiz sene, heyet-i içtimaiyemizin (toplumumuzun) yeni girdiği devrin tarihi, içine aldığı ihtilâllerin, inkılâpların neticeleriyle doludur. http://www.ataturkiye.com Ulu önderimiz Atatürk hakkında her şey.

Takvimden bir gün seçiyorsunuz ve o gün tarihte Atatürk ile ilgili neler olmuş detaylarıyla öğreniyorsunuz. http://www.ataturktoday.com/ kısa yolundaki web sayfası tam bir Atatürk günlüğü. Her Türk internet kullanıcısının sık kullanılanlar kısmında kayıtlı olması gereken önemli kaynakçalardan bir tanesi.

…Bu bayrak dalgalanacak, Tarihler yazdı yine yazacak, Türk unutmadı unutmayacak, Ceddini, şehidini hep anacak, Bu bayrak semada dalgalanacak… http://www.antoloji.com/siir/media/60/www_antoloji_com_539660_431.GIF

…BİR ASKERİN MEZARINA Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir, Beyaz taş var, onun altında bayraklar Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken... Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir Asker yatıyor... Onun hâbı istirahate çekildiği şu Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler. Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar Nâle eylediler, çocuklar ağladılar. Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak, Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan Ona nâilini intizar olmuş!... MUSTAFA KEMAL · Harbiye talebesi iken yazmıştır… http://www.ataturk.net/ata/siir.html

Yukarı


 


 Damak tadınıza uygun kahveler






http://kahvemolasi.ourtoolbar.com/
Beklenen Araç Çubuğu hizmetinizde:-)) Kahve Molası Araç Çubuğu (Toolbar) gelişmeye açık olarak kullanıma açık. Bir kere download edip kurmanız yeterli. Bundan sonra ki tüm güncellemeler gerçek zamanlı olarak tarayıcınızda görünüyor. Kahve Molası'nın tüm linklerine hızla ulaşabildiğiniz gibi, Google Arama, KM'den mesajlar ve en önemlisi meşhur "Dünden Şarkılarımız" artık elinizin altında. Sohbet için özel chat bile olduğunu eklemem gerekir. Son derece güvenilirdir. Virüs içermez, kişisel bilgi toplamaz. Bizzat tarafımdan pişirilip servise konmuştur. Yükleyip kullanın, geliştirmek için önerilerinizi yollayın.

Yukarı


 


KAHVE MOLASI ABONELERi Google Grubuna üyesiniz. İlginize teşekkür ederiz.

ABONELiKTEN AYRILMAK İÇİN :
KM-abone-unsubscribe@googlegroups.com
(Gönderdiğiniz mesajın abone olduğunuz adresten gittiğine emin olunuz.)

ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN :
Google Gruplar KAHVE MOLASI ABONELERi grubuna kayıt ol
E-posta:


Arkadaşlarınıza önermek ister misiniz?


Kahve Molası MS Internet Explorer 5.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiştir.
Uygulama : Cem Özbatur - 2002-07©KAHVE MOLASI - Her hakkı saklıdır. Yayın İlkeleri

 






Arkadaşlarınıza önerir misiniz?

Yazılarınızı buradan yollayabilirsiniz!



SON BASKI (HTML)

KAHVE YANINDA DERGi

Hoşgeldiniz
Arşivimiz
Yazarlarımız
Manilerimiz
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
KÜTÜPHANE
SANAT GALERiSi
Medya
İletişim
Reklam
Gizlilik İlkeleri
Kim Bu Editör?
SON BASKI (HTML)
YILDIZ FALI
DÜNÜN
ŞARKILARI





ÖZEL DOSYALAR

ATA'MA MEKTUBUM VAR
Milenyumun Mandalı
Café d'Istanbul
KIRKYAMA
KIRK1YAMA
KIRK2YAMA
KIRK3YAMA
ZAVALLI BİR YOKOLUŞ
11 EYLÜL'ÜN İÇYÜZÜ
Teröre Lanet!
Kek Tarifleri
Gezi Yazıları
Google
Web KM




Chariots of Fire
Vangelis









Fincan almak ister misiniz?
http://kmarsiv.com/sayilar/20071030.asp
ISSN: 1303-8923
30 Ekim 2007 - ©2002/07-kmarsiv.com